Gelenek, Görenek ve İnançlar

388 Prof. Dr. İlseyer ZAKIROVA T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Eserin farklı bölgelerde meşhur ve yaygın olmasının nedeni, genellikle ebelerin söz konu- su olmasından kaynaklanmaktadır. Onlarda ebelerin mesleki ustalıkları ifade edilmiş, bebek do- ğuran kadınların ebelere olan güveni yansımış, diğer taraftan ebeleri de bu ciddi göreve psikolojik yönden hazırlamıştır. Bunların hepsinin temelinde anne ve bebeğin sağlığının temini yatmak- tadır. Dolayısıyla bu efsane, rivayetler ebelerin uzmanlığını, bu göreve alınmanın doğruluğunu kanıtlayan diploma veya sertifika niteliğindeki belgelerdir. Ebelerin başka diğer vazifelerini dile getirmezsek konumuz eksik kalabilir. Bu da, ebelerin kadın doktoru görevini de gerçekleştirmeleridir. Ebeler çeşitli hastalıklara yakalanan kadınları sıvazlayarak, tedavi maksatlı üfürmüşlerdir. Hamile olamayan kadınlar da ebelerden yardım iste- miştir. Kısır kadınları anne olma mutluluğuna kavuşturmuşlardır. Kadınların “göbekleri düştüğü” zaman ebeler, “çömlek vurmuş”lardır. “Çömlek vurmak” sadece göbeği yerine yerleştirmemiş, iç organların çalışmasını da iyileştirmiştir. Ebelerin nefesleri şifalı olduğuna da inanmışlardır. Tabi ki bu inançlar kadınların çabuk iyileşmesine, kendilerini fiziksel ve ruhsal yönden toparlanmasına yardım etmiştir. Tatar Edebiyatında Ebeler Unutulmaya yüz tutan gelenekleri genç kuşağa aktarmak amacıyla Tatar yazarları, özel- likle milli özellikleri taşıyan adetlerimizi edebi eserlerinde canlandırmaya önem vermektedir. Söz konusu olan ebe edebi imajı aracılığıyla yazarlar, Tatar kadınlarına ait olan güzel sıfatları, mem- lekete, vatana olan sevgiyi ve kuşaklar arasındaki bağlantıyı okuyucuya aktarmışlardır. Ebelerin Tatar toplumundaki yeri meselesi ünlü yazar Möhemmet Mehdiyev’in “Tornalar töşken cirde” (Turnaların İndiği Yerde) adındaki uzun hikâyesinde güzel duygularla işlenmiştir. Belgesel karakterdeki eserde ebeler hakkındaki hatıralara ayrı bir bölüm ayrılmıştır.”Biri oğuldan, biri kızdan” adındaki bölümde yazar, köylü hemşehrileri Gazze ve Ayşe adındaki ebelerin haya- tını ve çalışmalarını ele almıştır. Edebiyat alanı dışında folklor çalışmaları da yürüten Möhemmet Mehdiyev’in yukarıda adı geçen eseri, Tatar halkının manevi dünyasını, örf-adetlerini bir araya getiren önemli ve zengin kaynaklardan sayılır. Yazar, ebelerin kendileri doğurtdukları her cocuğu bildiklerin, onların davranışı, yetişmeleri, sonraki hayatları hakkında bilgi sahibi olduklarını an- latır. Yani ebeler dünyaya gelmelerinde yardımcı oldukları çocuk için sorumluluk taşımışlardır. Möhemmet Mehdiyev kendi ebesi Gazze yani Gazize teyzenin sokakta çocuklarla sohbetini şöyle yansıtmıştır : “herkesle merhabalaşır, her çocuğun yanına gelir. Sokakta benimle karşı- laştığında, kafamdan Bismillah diyerek okşar ve ağlamaya başlar: -Merhametli insan olarak yetiş, yavrum, annen seni çok zorluklar çekerek doğurdu, diye yaş döker” (Mehdiyev, 118). Ebe bu şekilde çocuğa terbiyeli olmak, annesine sayı göstermek, değer vermek gerektiği nasıhatında bulunur. Köydeki başka bir ebe, Ayşe teyzedir. Bu teyze de köydeki her çocuğu bilir, gözetler. Yazar ebenin çoçuklarla konuşmasını böyle canlandırır: “Sonra Ayşe teyze dünyaya çık- malarına vize veren çocukları sever:

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2