Geleneksel Kadın Aşçılar ve Kent Yaşamında Bilgi - Deneyim Aktarımı

245 Geleneksel Kadın Aşçılar ve Kent Yaşamında Bilgi - Deneyim Aktarımı Maddi Kültür beklenir. Törenin beklentileri karşılayacak nitelikte, sorunsuz ve az dedikodu ile tamamlanması- nın ya da tam aksi bir hal almasının sorumlularından biri olan aşçı; hızlı ama dikkatli, toleranslı ama kararlı, denetleyici ama uzlaştırıcı, telaşlı sorulara sakince cevap verebilecek kadar sabırlı, tören yemeğini her yönüyle yönetecek kadar yetkin olmalıdır. Aktarım: Kendilerine sorulduğunda bu aşçılar birikimlerini öncelikle ailelerindeki yaşlı kadınlardan, sonrasında komşu ve akrabalar ile en çok da kendilerinden önceki aşçı kadınlardan görerek, uygulayarak edindiklerini söylerler. Yemek söz konusu olduğunda görmek ve deneyim- lemek öne çıkan öğrenme biçimleridir. Anneden kıza taşınan yemek pişirmeyle ilgili gelenekler törenle birleştiğinde ortak bir kül- türel mekânda, kalıplar halinde bir sonraki aşçıya aktarılır. Geleneksel aşçı; sözlerle, gösterimle, uygulamalarla ve tekrarlarla aktardığı geleneksel bilgiyi yayma ve dönüştürme rolüne sahiptir. Aşçının yanındaki yardımcı kadınlar sürekli olarak usta aşçının ne yaptığını gözler, sorular sorarlar. Bir usta-çırak ilişkisinin hâkim olduğu bu aşamada yardımcı kadınlar, tören yemekleri- ni pişirmenin inceliklerini kavrayarak, zamanla geliştirdikleri beceri ölçüsünde aşçı olarak kabul edilebilirler. Daha çok geleneksel sanatlar alanında karşılaştığımız “el verme” durumu çoğu zaman geleneksel aşçılık için de geçerlidir. Mekân: Geleneğin uygulandığı, yani törenin gerçekleştiği ortam başlı başına bir öğren- me alanıdır. (Keşkeğin, dibine tutmaması için belirli bir ısıda ve genelde geceden sabaha kadar pişmesini beklemeye dayalı “keşkek nöbeti” bu bilgiyi aktarmada zaman ve mekân olarak önemli örneklerden biridir). Burada, ortak işbirliği esasında aktarılan bir bilgi- beceri ve deneyim vardır. Her ne kadar bu topluluğun lideri aşçı kadın ise de bu kültürel mekânda kadınlar ve erkekler tören yemeğinin farklı aşamalarını birlikte paylaşırlar. Geleneksel aşçı kadınların sahip oldukları birikim kentlere nasıl ta şı nabilir: Gelenek- sel kadın aşçıların kırsalda (maddi olmasa da prestij anlamında) önemli bir karşılık bulan mutfak kültürüyle ilgili birikimlerinin kent yaşamına taşınamadığı görülmektedir. Çoğu zaman, geleneksel aşçıların bilgi ve deneyimleri sonraki nesillere aktarılma ortamı bulamadan, hafızalarından silinmektedir. Kentlerde, gecekondu bölgeleri de dâhil olmak üzere sünnet, nişan, düğün gibi top- lu-törensel yemekleri pişirenler çoğunlukla erkek aşçılardır. Genelde kurumsal olarak planlanan törensel yemeklerde ise kadının kırsaldaki başat konumunu göremiyoruz. Köyden kente göç hareketindeki artışla birlikte, kentlere taşınan geleneksel bilgi-beceri ve birikimlerin kent ortamında sürdürülme imkânı bulabilmeleri, kültürel kimliklerin devamlılığında daha öncelikli hale gelmektedir. Kır toplumuna özgü geleneksel bilgi ve donanımın kent orta- mındaki devamlılığı, kültürel kimliğin bir parçası olarak taşıdığı değerin yanında, sosyal- kültürel gruplar arasında yaşanan anlaşmazlıkların çözümlenmesine ya da yanlış algıların giderilmesine katkıda bulunabilir. Kültürel devamlılığa katkı sağlayabilmek için geleneksel bilgi ve donanımın ifade edilebileceği alanların ve elverişli ortamların oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Çünkü kentle sosyal ve kültürel anlamda bir bağ kurabilmenin yolu, kırsaldan kente taşınan geleneklerin ve kültürel kodların bir karşılık bulması ile mümkün olabilir. Bunu kadın öncelikli olarak yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Peki, sahip oldukları birikimlerini, kent ortamında aktarmak iste- yen geleneksel aşçı kadınlar için bir alan açabilir miyiz kentlerimizde.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy