ESER ADI

74 Gülsen BALIKÇI T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Kapıyı açmayınca, açtı kapıyı yanına geldi Dedim ki; - Sana öyle vururum ki sen düşersin. Üstüme çöktü takatim kesildi, ba- cağı yere düştü, nasıl tekmeyle ki vurdum beşiğin üzerinde doğruldu. Kadın kılığına girdi. - Tövbe tövbe yedi yerden tövbe diyerek gitti” (Artvin Şavşat Cevizli Köyü) Örnek anlatı: ”Bir gün davar otarıyordum. Biri taşa oturmuş saçını tarıyordu. Aynı kız şeklinde biri. İn- cecik biri birdenbire kayboldu. Ahıra gittim ata binmiş atın saçını tutmuş, zengiliyi (atı yürütmeye çalışıyor) sonra atın yanına gittim at kan ter içinde kalmış. Beni görünce kayboldu. Eli incecik saç- ları kara, elinde tahta tarak vardı. Al karısına çuvaldız vurup çalıştırırlarmış. Al karısı çuvaldızdan çok korkarmış. Yaşlı bir teyzenin kılığına girerek gelmiş. Elinde tavuk saklamış kızım al bunu ye demiş. Kadın elini uzatsa ciğerini alacakmış.” (Elazığ, Harput) “Cadı: is far cado 1. Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak 2. Huy- suz, çirkin, ihtiyar kadın 3. Çok güzel göz. Cadı gibi: Saçı başı dağınık, tırnakları uzun ve pis ka- dınlar için kullanılır. Cadı kazanı: Dedikodunun, hasetin çok olduğu yer.” (Türkçe Sözlük, 1988.). “Cadı, masallarda geçen doğaüstü güçleri bulunan ve bu güçleri çoğu kez kötülük yap- mada kullanan genellikle çirkin kadın 2. Hortlak, gulyabanı 3. Çok güzel göz.” (Büyük Larousse, 1986). Cadı “ cazı” inancıyla ilgili kaynak kişi derlemeleri; “Cazı gece yarısı ocaklıktan iner, kül döküp anneyi uyutur, sonra egişle (cazı egişi) erkek çocuğunun ciğerini çeker yer.” (Rize, Pazar) “Çocuğu fileye geçirirsen cazı dokunmaz, cazı elekten hiç birşey yemez. Birinin cazı olup olmadığını böyle anlarsın. Birine üç kere -e cazı, e cazı-dersen o cazılık gücünü kaybeder.” (Rize, Pazar) “Gelinin çocukları doğup doğup ölüyordu. Bir gün gelin kalifte yatarken kalif sallanır gelin bakar ki kaynanası ayakucunda oturuyor Gelin: - Sen nerden geldin, der. Kaynana:- Ben yayladan geldim. Şimdiye kadar çocuklarını ben boğdum, daha boğmaya- cağım. Beni kimseye deme, der. Gelin: Şimdi nereye gidiyorsun, eve gidelim der. Kaynana: Yok ben yayan gelmedim geri yaylaya döneceğim der. Meğer ayıyı kalifa bağlamış, ayıyı bozar ayıya binip yalla yaylaya, milet kalkana kadar yaylaya gider.” (Rize, Pazar)

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2