ESER ADI

67 GELENEKSEL KÜLTÜRDE KADINA YÜKLENEN DEĞERLERİN HAKLBİLİMSEL AÇIDAN DEĞERLENDİRMESİ Gülsen BALIKÇI 1 GİRİŞ Öncelikle “ataerkil” ve “anaerkil” kavramlarına değinmek istiyorum. Hepinizin bildiği gibi, ataerkil; sözcüğü baba tarafından yönetilme, babanın egemen olduğu bir aile tipi, “anaerkil” ise ana tarafından yönetilme anlamına gelmektedir. Tarihsel veriler ataerkil toplumların, belirleyici özelliklerini, yani erkeğin koca ve baba olarak egemen olduğu durumların başlangıçta toplumsal yapı içerisinde bulunmadığını göstermektedir. Ataerkil aile yapısı; ilkel toplumlardaki koşullara kıyasla daha gelişmiş toplumsal koşullar sonucu ortaya çıkmıştır. Frazer şöyle der; “Kültür tarihi açısından önem taşıyan asıl olgu; kültü- rün ilk evreleri boyunca, anaerkil düzenli toplumların ve ailelerin değil, tersine ataerkil toplum ve ailelerin farklı bir durum oluşturduğu olgusudur.”. İlkel kültürlerde her alanda ve çeşitli ölçülerde dişi etkisi kendini göstermektedir. Kimi durumlarda; örneğin doğaüstü ve gizemli güçlerin kadın- ların tekelinde toplanması ise, kadınların toplumsal açıdan erkeklerle eşit durumda olma sınırını aşacak ölçülere ulaşmaktadır. Anaerkil toplum yapısı; bir cinsin karşı cins üzerine egemenlik kurma temeline dayalı de- ğildir. Gelişmiş toplumlarda bireyler, sınıflar ya da yönetimler tarafından uygulanan egemenliğin benzeri ya da buna karşı gelebilecek bir olgu, en ilkel insan toplulukların da bile görülmemekte- dir. İnsan toplumunun ilk evrelerinde ataerkil örgütlenme biçimine göre değil, anaerkilliğe göre örgütlendikleri, soy çizgisinin erkek tarafından değil de dişi tarafından izlenmesi uygulamasının görülmesiyle düşünülmüştür (BRIFFAULD: 1990,208-218). 1 Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü Folklor Araştırmacısı

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2