Halk Anlatılarından Dizilere Sözün Dönüşümü Ve Bilge Tip Özelinde Deli Yürek / Kuşçu Örneği

21 Halk Anlatılarından Dizilere Sözün Dönüşümü ve Bilge Tip Özelinde Deli Yürek / Kuşçu Örneği Müzik, Oyun ve Eğlence giyip gitmiş. Güzellik kıyıya çıkmış, kendi giysilerini bulamayınca çıplak kalmamak için çirkinliğin elbiselerini giymiş diyen Kuşçu devam eder: “O gün bugündür erkekler ve kadınlar, güzellik ve çir- kinliği birbirine karıştırırlar. Ama önceden güzellik ve çirkinliği görmüş olanlar giysilere aldanmaz. Kimin yanlısı olduğunu tanırlar( www.youtube.com , 28.11.2017).” Kuşçunun yeni bir cekete ihti- yaç duymadığı ve tıpkı birincil sözlü ortamda var olan bilge tip özelliğiyle eş değer şekilde dünya malıyla meramı olmayan bir insan olduğu, anlattığı bu hikâyeden anlaşılabilir. Aynı zamanda bu örnekten yola çıkarak söylenebilir ki, Kuşçu’nun Yusuf’a yeni kıyafeti istemiyorum demek yerine hikâye yoluyla cevaba yönlendirmesi söyleyişteki kuvvetini kanıtlar. Kuşçu hayır demek yerine, hayır niteliğinde anlattığı hikâyesiyle daha kuvvetli bir cevap vermiş olur. Ana kahraman olan Yusuf Miroğlu, dizi boyunca karşılaştığı olaylarda kimse onu iyi veya kötü eleştiremezken her şeyi ona eğrisi doğrusuyla söyleyebilen kişi Kuşçu’dur. Ulu bilge tipin özelliklerine eş olarak ana kahramanı doğru yola yönlendirmek isteyen Kuşçu, aksi bir durum gör- düğünde de Yusuf’u eleştirmekten geri durmamıştır. 51. bölümde Yusuf, sevdiği kadın Zeynep tarafından yanlış anlaşılmıştır. Ama kendini haklı gördüğünden bu yanlış anlaşılmayı düzeltmek için de adım atmayan Yusuf’u Kuşçu, Firavun’a benzeterek eleştirir: “Sen Miroğlusun! Yukarıda Allah var, aşağıda sen. Her şey, tek başına senin eserin. Ailen, arkadaşların, dostların, çevren, herkes sana muhtaç. Emme sen kimseye muhtaç değilsin. Bütün güzellikler senin güzelliğin, se- nin zanaatın. Varsa yoksa senin cesaretin, senin buluşun.” ( www.youtube.com , 28.11.2017) der. Konuşmasının devamında ise onu Firavun’la eşleştirerek eleştirir: “Firavun bile böyle çıkmış yola. Sonra işi Tanrılığa kadar vardırmış. Sen de yakında Sabri’ye dersin ki, bir kule yap! Firavun da veziri Haman’a öyle demiş. Bana bir kule yap, şu Musa’nın Allah’ı var ya onun yanına bir gideyim de nasıl bir şeymiş göreyim. Emme senin boyun çok uzun kuleye de ihtiyacın yok” (www.youtube. com, 28.11.2017) der ve eleştirilere itiraz eden Yusuf’a, Zeynep ile konuşup Tanrı olmadığını is- patlamasını söyler. 51. bölümde izlenilen bu örnek olayda, Kuşçu’nun eleştirel yönü gözlemlene- bilmesinin yanında aynı zamanda Yusuf’un üzerindeki harekete geçirme yönüne de şahit olunur. 97. bölümde Kuşçu, Yusuf’u ziyarete gittiğinde onu çok moralsiz görür ve bir kumpas sonucu silahsız, masum birini vurduğunu öğrenir. Ardından ona, Musa ve Hızır’ın hikâyesini bilip bilmediğini sorar ve hikâyeyi anlatmaya başlar: “Musa bir gün tutturmuş Hızır’a diyor ki, senle yol arkadaşlığı yapmak istiyorum. Hızır da sen sabredemezsin, benim işlerime akıl erdiremezsin diyor. Musa ısrar edince yola çıkıyorlar, bir gemiye biniyorlar, açılıyorlar. Derken Hızır geminin ambarında bir delik açmaya kalkıyor. Musa celalli adam, hey ne yapıyorsun, gemidekiler boğulsun diye mi açıyorsun o deliği oraya? diye kükrüyor. Hızır da diyor ki, ben sana ne demiştim, benim işlerime sabredemezsin dememiş miydim? Musa, affedersin diyor, bir daha karışmam. Böyle birkaç tuhaf işlerle karşılaşıyorlar. Hepsinde Musa itiraz edince Hızır da diyor ki, yetti gayri! Senle beraber yolculuk edemeyeceğiz.” şeklinde hikâyeyi anlatan Kuşçu, Yusuf’a: “Çünkü işlerin bir görünen yanı vardır bir de görünmeyen yanı.” der. “Meğersem Hızır, o gemiyi neden deliyormuş? İleride bir adanın yanından geçeceklermiş, orada korsanlar gemileri basıp soyuyorlarmış. Hızır niye o deliği açmış? Korsanlar uzaktan bakınca gemi batmak üzere zannetsin de peşlerine ta- kılmasın diye. Tabi orayı geçince Hızır deliği kapıyor. Gemi de sağ salim yoluna devam ediyor. Emme işin aslını bilmeyen için gemiyi delmek nedir? Su katılmamış delilik.” diyerek anlattığı hikâ- yenin asıl anlamını Yusuf’a göstermeye çalışır. “Bir düşün Yusuf’um, o delikanlı ağır yaralandı. Emme inşallah kurtulacak. Peki ya sen oraya gitmeseydin? Acaba onu oraya bağlayanlar sağ