Halk Anlatılarından Dizilere Sözün Dönüşümü Ve Bilge Tip Özelinde Deli Yürek / Kuşçu Örneği

22 Merve AÇIKEL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı bırakacaklar mıydı? Senin yüzünden ağır yaralandı; emme bu ağır yara sayesinde belki ölmekten kurtulacak. Ya da ölümü yaşamasından daha hayırlı olacak (www.youtube.com, 28.11.2017)” der. Yusuf’un olaylara tek bir yönden bakmamasını sağlamayı hedefleyen Kuşçu, aynı zamanda ona hikâyeler anlatarak da bilgelik yönünü ispatlar. Dizinin devam filmi olan Deli Yürek, Bumerang Cehennemi filminin final sahnesinde Yu- suf, bir mağarada uyumaktadır. Rüyasında Kuşçu ile dertleşmesinden sonra Kuşçu ona mağa- rayı bir an önce terk etmesi gerektiğini söyleyip uyan diye seslenir. Yusuf uyanır ve hızla mağa- radan dışarı çıktığında filmin devamında mağaranın bombalı saldırı sonucu patladığı görülür. Kuşçu, yalnızca gerçek hayatta Yusuf’un yanında olup ona destek olmakla kalmayıp bilge tipe eş olağanüstü özellikler sergileyerek de rüya yoluyla Yusuf’a ikazlarda bulunarak onu ölümden kurtarmıştır. Birincil sözlü ortamda var olan hikâyenin unsurlarından yardımcı tipler kadrosunda yer alan ulu bilge tipe ait özelliklerin değişerek ya da dönüşerek de olsa ikincil sözlü kültür ortamında televizyon dizilerinde varlığını devam ettirdiği Deli Yürek dizisinde Kuşçu tiplemesi üzerinde de- ğerlendirilerek yorumlamalara gidilmiştir. Barry Sanders, öyküler için sözlü kültürün can damarı, masalcı ise topluluğun yüreğidir (2016: 15), der. Sanders’a göre: “Masalcının anlattığı öyküler rastgele, üzerinde düşünmeden anlatılan sıradan öyküler değildir, bunlar insanların beklediği, duymayı umduğu ve ana hatlarıyla zaten bildiği öykülerdir. Öyküler, insanlara kim olduklarını bir kez daha anlatır, inandıkları şeyleri hatırlatır; bu öyküler topluluk üyelerini birbirine bağlar (Sanders, 2016: 15).” Bu anlamda düşü- nüldüğünde, ikincil sözlü kültür ortamında televizyon dizisinde rastlanılan Kuşçu tiplemesinin ko- layca kabul görmesi, dizinin yayınlandığı dönem içerisinde reyting rekorları kırması ve bu dizinin ardından aynı veya paralel özelliklerde ana kahraman bilge tip birlikteliğinin izlenebildiği dizilerin çekilmesindeki artışın sebebi tesadüf değildir. Kuşçu, ikincil sözlü kültür çağı izleyicisine birincil sözlü ortam hatırlatıcısı faktöründedir. Robert Fulford, Anlatının Gücü kitabında bu durumu, Aris- toteles’in anlatı tanımından alıntılayarak anlatının aşinalık içermesi şeklinde izah eder. Birincil sözlü kültür ortamında meddahların dilinden dinlenilen hikâyeler aracılığıyla dinle- yicilerin belleğinde, kalıp anlatı, başka bir deyişle kültürel kodlar ve beklentiler dizgesi oluşturulur. Bu, hikâyenin bir kez anlatımıyla gerçekleşmiş bir durum değildir. Sözlü kültür çağı boyunca, ya- zının icadından ve matbaanın bulunmasından önceye kadar olan süreyi kapsar. Bu süre boyunca meddahlar, dinleyicilerin zihnine bu kodları dizerler. Sanders da öyküler için okyanusun dalgalarını andıran bir düzenle ortaya çıkmış olduğu- nu söyler: “Okyanustaki dalgalar gibi düzenli ve sürekli tekrarlanan dalgalar bir süre sonra tanıdık gelmeye başlar ve aynılık içinde değişim yanılsamasını yaratırlar (Sanders, 2016: 19).” Burada öykü, kültürle bağdaştırılabilir. Birincil sözlü çağda Türk toplumu meddahların dilinden dinlenilen halk hikâyeleri aracılığıyla yaşama dair bazı kalıplar öğrenmiştir. Hikâye boyunca türlü durum- larla karşılaşılır ancak sonunda muhakkak iyiler kazanır, kötüler cezasını bulur. Fakir ve kimse- siz oğlan, zengin ve varlıklı ailenin kızını sever. Zengin kıza layık görülmeyen oğlanın hikâye sonunda aslında o varlıklı ailenin yıllar önce kaybolmuş oğlu olduğu anlaşılır. Her zaman bir sürü çetrefiller yaşansa dahi sonunda emek veren, yolunu iyilikten ayırmayanlar kazanır. Anlatılar,

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz