Helenistik Dönemde Anadolu

1. 9. 1 Şehirler ve Mimari Anahtar Kelime: Hellenistik Dönem, Mimari, Peristyl, Agora, Stoa, Gymnasion, Stadion, Bouleutrion, Tiyatro, Tapınak, Sunak, Propylon. Şehirler : Kentler korunma amacıyla, stratejik konumda olan, yolu ve geçitleri gözaltında tutabilecek tepelere, ya da tepelere dayalı (Priene) konumlarda, nehirlerin, suyun yakın ve bol olmasını göz önünde bulundurarak kurulmuşlardır (Dura Europos). İskender ve Ardılları döneminde çok sayıda yeni şehir kurulmuştur. Sadece ilk iki Seleukos döneminde Hellenleri yerleştirmek için yüzden fazla kentin kurulduğu varsayılmaktadır. Kentlere kendilerinin, ya da eşlerinin (Stratonikeia, Apemea) isimlerini vermişlerdir, fakat aynı isimde birçok kent olduğu için de onları konumlarıyla de isimlendirerek birbirlerinden ayrılmalarını sağlamışlardır. Hem yeni kurulan kentler, hem de Helenleşen kentlerin sayıları oldukça fazladır. İskender’in ölümüyle birlikte Anadolu’da bazı krallıklar kurulmuştur. Pergamon Krallığı, Galatlar, Pontus Krallığı, Kapadokya Krallığı, Seleukoslar ve Ptolemaioslar İskender’in ölümüyle birlikte Roma’nın egemenliğine kadar Anadolu’da hüküm sürmüşlerdir. Mimari: Hellenistik Dönemde de Hippodamik kent planlama sisteminin sürdüğü görülmektedir. Caddelerin farklı genişliklere sahip olmaları bu dönemde yerleşmeye başlar (Priene). Ana yollarda dükkânların yoğun olduğu gözlemlenir. Geleceğin sütunlu caddelerinin kökeninin de Hellenistik Dönem’de aranması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu dönemin en önemli uygulaması olan stoalar düşünüldüğünde, bu varsayımın hiçte yabana atılmaması gerektiği ortaya çıkar. Ephesos’taki anıtsal kapı “Westtor”un bulunduğu cadde buna en güzel kanıtı oluşturuyor olabilir. Hellenistik Dönem Mimarisi’nde önceki dönemlerin aksine dini mimarinin ağırlığı giderek azalmış, bireyin artan önemi ve değeri doğrultusunda ortaya yeni akımlar ve bu akımlara bağlı olarak yeni planlarla sunulan yapı türleri çıkmıştır. Bu yeni yapıların tümü, daha önceki dönemlerde de kullanılmış yapı türleridir. İşin özüne bakıldığında mimaride hiçbir değişim yoktur. Fakat Hellenistik Dönem’de yapılar, yeni akımlar doğrultusunda yenilenen işlevlerine göre planlanarak evrensel formlar kazanmışlardır. BİREYSEL MİMARİ Hellenistik Dönem’de demokrasinin getirdiği eşitlik kavramından uzaklaşılarak, bireylerin sahip oldukları olanakların farklılıklar göstermeye başlaması, etkisini, değişerek büyütülen konutlarda da gösterir. Klasik dönemdeki Pastas ve Prostas “tip konutlar”, avlunun dört taraftan revaklarla, küçük boyuttaki “stoacık”larla çevrilmesiyle “Peristyl” evleri oluştururlar. Bu dönemde büyük ev tiplerinin yanı sıra saraylar da inşa edilmeye başlamıştır. Anadolu’da günümüze ulaşan Hellenistik Dönem’in en ünlü sarayları, Pergamon’daki saraylardır. Peristyl konut planına sahip olan bu saraylar özellikle Andron’un iç dekorasyonunun zenginliği ile diğer konutlardan ayrılan yapılardır. TOPLUMSAL MİMARİ Topluma yönelik yapı tiplerinin başında agoralar gelir. Hellenistik dönem agoraları konumu önceden seçilmiş, planlanmış, dışa kapalı, genelde dikdörtgen bir plana sahip yapılardır. Agoraların ve tapınakların neredeyse vazgeçilmez birimleri olan ve aslında kökenini çok daha

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz