Ihlara Vadisi ve Çevresi Kırsal Yerleşmelerinde Yapı Sanatı ve Geleneksel Yapı Ustalığı

109 Ihlara Vadisi Ve Çevresi Kırsal Yerleşmelerinde Yapı Sanatı ve Geleneksel Yapı Ustalığı Maddi Kültür Halk mimarisi olgusu, hiçbir aşamasında “standart” olarak nitelendirilebilecek bir kullanım içermez. Biçimler, içerikler ve boyutlar ihtiyaca ve imkânlara göre ayarlanır. Aynı yerleşim yerinde yan yana duran iki evin pencere ve kapı boyutları az ya da çok farklı olabilir. Günümüzde yapı malzemelerinin değişmesi ve fabrikasyon üretime dayalı modern yapı malzemelerinin kullanılır oluşu yapı ustalarının yaratıcılıklarında genel anlamda bir azalmaya neden olmuştur. Halk mimarisi ve halk mimarisine dair bilgi birikimi ait olduğu coğrafya ve toplulukta yaşa- nan teknolojik, kültürel ve üretimsel değişim ve dönüşümlerden az ya da çok etkilenerek modern çağlara gelmiş, XIX. yüzyılda yaşanan Endüstri devrimi ise dönüm noktası olmuştur. Endüstri devrimi ve hızlı toplumsal değişim, her alanda olduğu gibi mimarlık konusunda da köklü değişik- likler yaşanmasına neden olmuş, inşaat teknolojisi ve malzemelerinde büyük yenilikler meydana getirmiştir. Modernizm halk mimarisi olgusunun karşılayamayacağı ve baş edemeyeceği radikal yenilikler ve niteliksel dönüşümler içermiştir. Bununla birlikte özellikle kırsal kesimde halk mi- marisi ve geleneksel mimarlık bilgisi kısmen de olsa yaşatılmaktadır. Günümüzde halk mimarisi geleneğinde hızlı bir yıkılış söz konusu olduğu gibi yeniden bir kuruluştan da bahsedilebilir. Somut olmayan kültürel mirasımızın önemli bir parçasını da oluşturan halk mimarisi ge- leneksel kalıpların hâkim olduğu, aşırı ölçeklerde yapılar ile radikal tasarım ve biçimlerin yapı ustalarınca hiçbir zaman için denenmediği bir olgudur. Halk mimarisi söz konusu olunca kültür aktarımını sağlayan araç “dil”dir. Ülkemizde yazı ve yazılı kaynakların halk mimarisi üzerinde doğrudan etkili olmaya başlaması muhtemelen Cumhuriyet’ten sonra yaşanmıştır. Deneyime da- yalı halk bilgisi halk mimarisinin de ideolojik yanını şekillendirmiştir. Halk mimarisinin özelliklerinden bir tanesi de inşa faaliyetlerinde aşırı uzmanlaşmanın olmaması bütün işlerin bir ya da birkaç usta grubu tarafından tümüyle gerçekleştirilebilmesidir. Halk mimarisinin gerçek anlamda yaratıcıları olan yapı ustaları mimari eserlerin temelini oluştu- ran “yerel mimarlık bilgisi”nin taşıyıcısı, aktarıcısı ve uygulayıcısıdır. Bina ustaları inşa sürecinin ve bilgisinin tamamına vukuf olan zanaatkârlardır. Bu bilginin kuşaklar arasındaki aktarımı uygu- lamaya ve söze dayalı olarak usta-çırak ilişkisi içerisinde gerçekleştirilmiştir. Genellikle anonim figürler olan yapı ustaları, bir binayı taş, kerpiç ve tuğla gibi farklı malzemeler kullanarak temelin- den çatısına kadar inşa edebilecek kapasitede bilgi, beceri ve yaratıcılık sahibi zanaatkârlardır. Yapı ustaları içerisinde yaşadıkları küçük kırsal yerleşmelerin mimar-mühendisleri olmuşlar, kır- sal çevrenin düzenleyicileri olarak planlamadan icraya kadar görev almışlardır. Geleneksel yapı ustalarının hızla kaybolmakta olan halk mimarisi geleneğinin anlaşılması ve kayıt altına alınması için önemli bir bilgi kaynağı olduğu aşikârdır. Aksaray İli Güzelyurt İlçesi sınırları içerisinde yer alan ve daha çok Bizans Mimarisi/Resim Sanatı açısından taşıdığı önem dolayısıyla araştırma ve yayınlara konu olan Ihlara Vadisi ve çevresindeki yerleşim yerleri, tarihsel dokularını büyük ölçüde koruyarak günümüze gelebilmeyi başarmış olan, halk mimarisi açısından da oldukça zengin bir karakter taşıyan kırsal yerleşmeler- dir. Ihlara Vadisi ve çevresinin de dâhil olduğu ve Anadolu’nun tarihi coğrafyasında “Kapadokya” olarak adlandırılan bölgesinin neredeyse tamamında karşımıza çıkan kayadan oyma/kesme ve yığma taş duvar mimarisi bu yörede de hâkim mimarlık geleneğini teşkil eder. Yöre mimarisi do- ğal çevreye zarar vermeyen, yerel ve geri dönüşümü kolay malzemelerle son derece basit yapım teknikleri ile meydana getirilmiştir. Taşın dayanıklılığı, geniş kullanım alanı, işlenmeye müsait olu-

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy