İnanca Dayalı Sivil Toplum Kuruluş Sembolleri - Ankara Alevi - Bektaşİ Dernekleri Örneği

114 Prof. Dr. İsmet ÇETİN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Dernekler bu şekilde sınıflandırılmış olmakla beraber, dernek grupları arasında geçişken- lik söz konusudur. Hemşehri dernekleri içinde “Alevi” inancına bağlı dernekler, Alevi-Bektaşi der- nek bileşenleri/ federasyonlarına katılmışlardır. Adları ve senetlerinde Alevi-Bektaşi inanç dairesi söz konusu olmamakla beraber bazı vakıflar amblemleri, üyeleri ve faaliyetleriyle bu inanç grubu içinde bulunduklarını belirtmekte ve kendi üyeleri dışında da böyle tanınmaktadırlar. Alevi-Bek- taşi inanç/düşüncesi üzerine bina edilen dernekler bazen Alevi-Bektaşî, bazen eğitim ve kültür, bazen tanıtma, bazen dayanışma dernekleri biçiminde köy derneklerinden uluslararası dernek ve vakıflara kadar birçok ad altında kurumsal kimlik edinmişlerdir. Dernek statüsünde teşkilatlanan sivil toplum örgütleri, cemevi yaptırma ve yaşatma der- nekleri veya benzeri isimlerle; «Dini Hizmetlerin Gerçekleştirilmesine Yönelik Faaliyet Gösteren Dernekler», Alevi Bektaşi Federasyonu örneğinde olduğu gibi «Toplumsal Değerleri Yaşatma Dernekleri» ; Cem Vakfı veya Türkmen Alevi Bektaşi Yardımlaşma Eğitim Kültür Vakfı örneğinde olduğu gibi eğitim ve kültür alanında hizmet veren kurumlar olarak hizmet verdikleri tespit edil- miştir. İncelediğimiz dernek veya vakıfların adları ve hizmet alanları ya da dernek veya vakıf tüzük ve senetlerinde yazan amaçlar ne olursa olsun kullandıkları amblem, bu tür sivil toplum kuruluşlarının fikri alt yapılarıyla ilgili bilgi vermektedir. Çalışmada; 1. Alevi-Bektaşi inanç çevresinde yetişen veya bu çevre hakkında bilgisi bulunanların der- nek veya vakıfların kullandığı sembolleri tanıdıkları, 2. Alevi-Bektaşi inanç çevresine mensup olanların simgeleri anlamlandırdıkları ve bunla- rın arka plânındaki anlatılardan haberdar oldukları, 3. Alevi-Bektaşi inanç çevresinde yetişen genç ve orta yaş grubun kimlik arayışı münase- betiyle dayanışma içinde oldukları ve zaman zaman hak arayışlarının isyan halinde ifade edildiği, 4. Alevi-Bektaşi çevresinde yetişmeyen grubun sembollerin kimlik tanınması/ tanıtılmasın- da kullanıldığını, ancak sembol anlamlarını bilmedikleri, 5. Özellikle genç kesimin toplumun inanç yönüyle ilgilenmediği ve dolayısıyla sembollerin anlamlarından haberdar olmadıkları, 6. Günümüzde kadın-erkek eşitliği/eşitsizliği konusunun sıkça işlenmesi, cem figürünün cinsiyet eşitliği biçiminde yorumlandığı tespit edilmiştir. Türk kültürünün farklı yaşandığı bölgelerden olan yoğun göçler, aynı zamanda inançların farklı yorumlandığı ve yaşandığı bir çeşitliliği de beraberinde getirmektedir. Bu farklılıklar mahallî ve inanç kimliği olarak kişi veya gruplara mal edilmiş, Alev-Bektaşî inanç çevresine mensup kitle- nin tanınması ve kendilerini tanımasında da farklılıklara sebep olmuştur. Özellikle daha çok sözlü kültürle beslenen Alevi- Bektaşî grupları, kendi inanç ve ritüel esaslarını süratli göç hareketliliği ve büyük şehirlerde gruptan kopuş sebebiyle zaman içinde unutmaya başlamışlardır. Bu da grup li-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx