Kalkolitik Çağ

1.4.1. Yerleşimler ve Mimari Anahtar Kelimeler: Türkiye, Taş- Maden Çağı, savunma mimarisi, konut, kamu yapıları. Kalkolitik Çağ’ da, Geç Neolitik dönemin kimi yerleşimlerinde yaşam bir süre daha devam ederken bunlar dışındaki bazı alanlar ilk kez yerleşime açılır. Yeni katılımlarla Türkiye topraklarında büyüklü küçüklü yerleşimlerin sayısı artar. Bu çağın konut, işlik, askeri nitelikli yapılarına geç dönemde resmi ve ekonomik işlevli olanlar katılır. Coğrafi şartlara göre değişiklik gösteren yapı malzemesi taş, kerpiç, ahşap, dal-örgüdür. Aynı yapıda birden fazla malzeme de kullanılabilir. Karadeniz (Samsun- İkiztepe), Marmara ( Bursa- Ilıpınar, Kırklareli- Aşağı Pınar) bölgelerinde yöreye özgü ahşap mimari görülür. Savunmaya yönelik mimariye Güneydoğu’ dan Trakya’ ya kadar geniş bir alanda rastlanır. Yerleşimin durumuna göre oval (Urfa- Hassek), kulelerle desteklenmiş dörtgen ( Burdur- Hacılar, Kuruçay) planlı surlar yapılır. Kimi yerleşimlerde sur sadece “Yukarı Kent” i çevreler. Bu durumda sur dışında bazı konutlar ve işlikler yer alır. Avlu ve meydanlar, bazen sokaklar taş veya çakıllarla döşenir. Bunların çevresinde konut, yönetici binası, işlik, depo gibi farklı işlevlere sahip yapılar yer alır. Konutlar bir çekirdek yapı veya avlu/ meydan çevresinde eklemelerle geliştirilmiş yapı kümeleri halindedir. Kimi yerleşimlerde ise sokaklar kıyısında bitişik olarak sıralanmış ya da bağımsız düzenlenmiştir. Dörtgen, kare veya yamuk planlı, çoğunlukla tek, bazen 2-3 odalıdır. Tek odalı konutlara Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde önlerine sundurmalar, Orta Anadolu’ da içlerine depo bölmeleri eklenir. Kimi yapılar iki katlıdır. Duvarlar bazen payandalarla desteklenmiştir. Bütün yapılarda içte seki, silo, kil kutu, niş, ocak, fırın, tandır gibi donanımlar bulunur. Bunların bir ikisi, bazen yapı dışına, hemen kapının kıyısına da yapılır. Kalkolitik dönemde Ege (İzmir- Bakla Tepe), İç Batı ( Eskişehir- Orman Fidanlığı) ve Doğu Anadolu ( Elazığ Norşuntepe) bölgelerinde tek odalı, dörtgen planlı, dar kenarlarından biri apsisli yapılar görülür. Güneydoğu Anadolu’ da yerel özellikler yanında komşusu Mezopotamya’ nın bu dönemdeki çağdaşı olan, Halaf ( Suriye) ve Ubeyd ( Irak) kültürleri ile yoğun ilişkiler görülür. Karakteristik özelliği boyalı bir seramik türü ve yuvarlak planlı ( tholos) yapıları olan Halaf kültürünün bu elemanları kuzeyde Doğu Anadolu, batıda Akdeniz bölgesine kadar yayılır. Geç Kalkolitik’ de gelişen ekonomi ve ticaret bağlı olarak Fırat kıyısında birçok yeni yerleşim ortaya çıkar. Elazığ ( Norşuntepe, Korucutepe), Malatya ( Arslantepe, Değirmentepe), Urfa (Hassek, Hacı Nebi), Adıyaman (Samsat) illerindeki bu kasaba/ kentlerdeki planlamalar bir avlu veya meydan çevresinde geliştirilmiş ya da eğimli alanlara farklı teraslar üstüne inşa edilmiş yapılar şeklindedir. Bu yerleşimlerin hepsinde Anadolu geleneğinde bitişik düzende, ancak anıtsal ölçülerdeki yapılar yer alır. Kimi yapıların duvarları resimler veya Ubeyd kültüründen tanınan kilden yapılmış, ortaları çukur koni biçimli mozaik çivilerle bezenir. Bu çağın sonlarına ait Arslantepe’ de açığa çıkarılmış iki yapı “Kamu Yapıları” hakkında bilgiler sunar. Bunlardan ilki, içinde sunu sekileri olan, bir merkezi oda ve onun iki yanındaki odalardan oluşan bir tapınaktır. Bundan sonraki dönemde inşa edilmiş diğeri ise birbirleri ile bağlantılı kamu yapılarından oluşur. Bu karmaşık yapının idari, dini, ekonomik işlevleri buluntularına göre belirlenir. Geç Kalkolitik Çağ’ da toplumsal tabakalaşmanın var olduğu savına Arslantepe’ nin bu anıtsal, karmaşık yapısı ve Korucutepe yönetici ? mezarı kanıt olarak gösterilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz