Karagöz Müziğinin Anonimleşme Süreci

248 Yücel ÖZDEMİR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı hayranlık gibi izlenimlerle seyirciye coşkusal yoldan, renk, müzik, giysi dans yoluyla onun fizik beğenisine, bu dünya ile ötekisi içkin [immanent] ile taşkın [ transcendantal] arasındaki ilişkisi yoluyla tinsel eğilimine ve ayrıca ussal yönlerine seslenebilir” (And, 1977;50). Tasviri oynatan ile müziği icra eden yardak arasındaki uyum hem görsel hem işitsel yapıya hâkim olmasını sağlar. Karagöz müziğinde ritim hafızayı tazelediği gibi sahneye gelen tipin ağız özelliklerinin pekişmesi- ni sağlamaktadır. Karagöz müziği bağlama göre iki tür icra göstermektedir. Birincisi beste- güfte uyumu ile usulle icra edilen ikincisi tipin ağız özeliklerini taklit ederek yapılan müzik icrasıdır ki burada müzikten çok tipin ağız-şive özelikleri taklit etmek amaç güder. Tipin ağız özellikleri uygun icra hafızayı tazelemekte ve hayalinin bir sonraki muhaverede tipin rolüne girmesini kolaylaştır- maktadır. Hafızayı tazeleyen bir unsurda ritimdir (usul). Hayalinin taklit edeceği tipin aynaya 15 girmesi sürecinde tasvirin eklemlerinden yararlanarak, hayalinin el uzvunun devamı niteliğinde olan değnek ile ritim tutar. Sözel hafızayı tazeleyen bu iki etmen yardak ile hayalinin uyumu ile doğru orantıdadır. İcranın bu kısmındaki görsel ve işitsel uyum, seyircinin oyuna olan ilgisini artırmaktadır. Artistik bir proses olarak folklor, müziğe ait, göze hitap eden, harekete dayanan veya dramatik herhangi bir komünikasyon aracında bulunabilir (Amos, 2003). Karagöz müziğin- de ritim, yardağın öğrenme süreci hayalinin hafızasını tazelediği, icra sırasında aynada tasvirin eklemleriyle ritim tuttuğu ve böylece sözel ve hareket komikliğinin sağlandığı bütünsel bir süreçtir. Karagöz müziğinin geleneksel aktarımında, müzik hafızasını sağlayan bu bütünsel koşullar perde arkasında yardağın sağ tarafında hayalinin perdenin ortasında yardak-hayalinin mütemadiyen tekrarlaması, böylece yardağın tiplerin ağız-şive özelliklerini öğrenmesiyle bir sonraki kuşak ka- ragözcülerin yetişmesiyle geleceğe aktarılmış olmaktadır. Karagöz müziğinin beslendiği kaynaklar arasında; saray ve konak müziği, dinsel müzik (cami ve tekke müziği), askeri müzik, eğitim müziği (enderun meşkhane müziği, medrese müziği) Kent eğlence müziği (fasıl: ince saz-kapalı alan müziği) gösterebiliriz. Her dönemin popüler müzik türleri Karagöz geleneği ile bütünleşerek zamanla anonimleşmiş, Karagöz repertuarına has müzik olarak kabul görmüş günümüze intikal etmiştir. Üngör’ün eserinde (1989), belirttiği üzere karagöz müziğine ait bestelerin temeli, İstanbul kent folkloru içerisinde geleneksel sohbet ve toplantı ola- rak kabul edeceğimiz meşk kültüründen perdeye yansımış eserlerdir. “Kendi kültürel çevresinde folklor, bir şeylerin derlenmesi değil, bir proses (işlem), tam olarak da nakletme esasına dayalı bir prosestir” (Amos, 2003). İstanbul kent folklorunda tam olarak meşk, hoca ve talebesinin birlikte çalışmaları suretiyle sözlü eserler ve saz eserleri repertuvarının yüzyıllar boyu nesilden nesile intikalini sağlamış bir eğitim ve öğretim yöntemidir. XIX. asrın ilk çeyreğine kadar Türk musikisi öğretimi tamamen bu sisteme dayalı olarak devam etmiş, daha sonraları Batı etkisiyle kurulan konservatuvar vb. musiki kurumlarında da meşk kısmen uygulanmış olup günümüzde de belirli ölçülerde sürmektedir. 16 Karagöz sanatındaki göstermeci biçim, şarkı, mim, müzik, tavır ve sözün aynı önemde katkısı ile ortaya çıkan tümelci tiyatro anlayışı (And, 1977) ile onu oluşturan sos- yal çevre ve şartlardan etkilenmesine 17 neden olmuştur. İstanbul kent folklorunda farklı kültürel icralar ortak kültürel mekânlar ile etkileşim sürecine girmesi kaçınılmazdır. Meşkhaneler ve Ka- ragözcülerin kültürel bağlamındaki ortaklık Karagöz müziği repertuvarında kendi göstermektedir. 15  Karagöz perdesi 16  İslam Ansiklobedisi, (2004), Meşk, Cilt: 29, Syf: 374-375 17  İstanbul kent folklorunda eğlence kültürü olarak Karagöz icracıları aynı zamanda, meddah, hokkabaz, kuklacı olabilirlerdi.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz