Konya İlinde ‘‘Yenge Olma’’ Ritüeli

177 Konya İlinde ‘‘Yenge Olma’’ Ritüeli aile kurumunun çeşitli işlevleri vardır. 8 Cinsel ilişki ihtiyacını ve üremeyi sağlamak, çocuk yetiş- tirme, rolleri benimsetme, akrabalık bağlarının oluşması, iki bireyin de hayatı birlikte yürütmek istemesi gibi durumlar aile kurumunun temel esaslardır. İlk dönemlerden itibaren insanlar; yaşadığı her tecrübeyi önemsemiş ve özellikle tedirginlik yaratan, eşik geçmeyi gerektiren tüm durumlar etrafında çeşitli ritüeller ortaya çıkarmıştır. Ortaya çıkarılan her ritüelin bir amaca hizmet etmesi ve o durumdan kurtarması beklenmiştir. Geçiş dönemlerinden birisi olan ve ehemmiyet gerektiren evlilik de, dünyanın her yerinde farklı şekilde icra edilmekte olup, etrafında türlü ritüeller bulundurmaktadır. Evliliğe atfedilen kutsallık, bireyin soyunun devamı olarak görülmüş ve bozkır hayatına dayalı yaşam tarzında gerekli iş gücünü sağlama amacı olarak görülmüştür. Zorlu ve türlü aşamalarda gerçekleşen evlilik, doğanın da görsel şöleni olarak tasvir edilmiştir. Türk toplumunun konar-göçer bir yapıya sahip olması, do- ğayla iç içe yaşamasını gerektirmiştir. Örneğin; bireyin erginlenme çağına gelmesi ve evlenmek istemesi, toprağın ekilip işlenmesine benzetilmiş, devamında eş seçimi vb. uygulamaların sonun- da da gerçekleşen evlilik doğanın insanoğluna verdiği hediyeleri toplamaya benzetilmiştir. Cengiz Çetin’e göre doğa-evlilik tasarısının tamamı Antik Yunan’dan itibaren yeryüzünün tüm sahalarına yayılmıştır. Türk topluluklarında da evlilik kutsal sayılmış ve bu süreçte olabilecek tüm olumsuzlukların giderilmesi amaçlanmıştır. Alpamış Destanı’ndan Dede Korkut metinlerine kadar, çeşitli süreçleri içeren evlilik; yeri gelince devletin bile bekâsı için gerekli bir kurum olarak görülmüştür. Evlilik kararının alınmasından nişana kadar; nişandan düğün gecesine kadar; hatta Anadolu’nun bazı bölgelerinde evli çiftin en az yedi bayram görmesine kadar geçen süreçte birçok ritüel, gelin ve damat için hazırlanmış ve özellikle gelin etrafında daha fazla ritüel gerçekleştirilmiştir. Müslüman topluluklarda erkek çocuklar için sünnet, kız çocukları için de aybaşı görmek, yeni statusa atanmanın başlangıcı olarak kabul edilir; kızlar için kaçgöç, kapanma ve evliliğe ha- zırlık bu andan itibaren başlar. Bu, ergin kız statüsünün fiziki başlangıcıdır. Yeni Gine’de erginlik statüsünü işgal edebilmek için, genç kızların göğüsleri, omuzları, memeleri, oylukları, böğürleri ve karınları, bir nevi keskin volkanik siyah camlarla yarılır ve oldukça derin olan bu kesikler için de kızlardan her gün, yaraları iyi oluncaya kadar, tuzlu sularda banyo yapmaya katlanmaları istenir. 9 Adler’e göre bireyin kazandığı roller kazanılmış/kazandırılmış veya biyolojik temelli olabil- mektedir. Daha doğduğu andan itibaren yaşadığı sosyal çevresi ve içinde büyüdüğü ailesi, genç kıza belirli rolleri dikte etmiştir. Özellikle kadınlık organları özenle korunmuştur. Aşırı derecede korunması gereken kızlık zarı, kız çocuklarının bisiklet sürmesini dahi –oturağın yapısı itibariyle zarar vereceği endişesiyle- engellemiştir. Gerdek gecesi olarak bilinen ilk gerçek manada tensel temas gecesi, gelin için oldukça tedirgin edici bir gecedir. Gelinlik çağına geldiği vakit kendi tecrübeleriyle cinsel bilgiler edinmiş ve bekâret olgusunu zihnine kazımıştır. Yıllarca sakladığı bekâretini başka bir erkeğe verecek ol- manın üzüntüyle karışık korkunun verdiği duygu yoğunluğu ile ne yapacağını bilememektedir. İlk gecenin sendromsuz olabilmesi için; sözün kesildiği andan itibaren toplumun belirli kalıpları için- 8  ADLER, age, s.134. 9  ADLER, age, s.147.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx