Kosova Türk Hikâyesinde Manevi Kültür Taşıyıcısı Olarak Anne Tipi

97 Kosova Türk Hikâyesinde Manevi Kültür Taşıyıcısı Olarak Anne Tipi Genel Konular Başkahraman olan Metuş’un annesinin ismi belirtilmemiş sadece yaşlı bir kadın olarak anlatılmıştır. “Ana” isimli hikâyede olay oğlu için hayatını feda etmiş annenin ve siyasete karışan, kendisini de annesini de mahveden oğlu olan Metuş’ un etrafında gelişir. Süreyya Yusuf, babasız büyüttüğü oğlu karşısında bir annenin akraba ve komşularını kaybetmeyi göze almış, oğlunu ko- ruması, duyguları üzerinde durmuştur. Metuş’un anasının ona bağlılığı şöyle anlatılmıştır: “Ne çok yüreğim yandi bu çocukle. Poletika yüzünden yedigi cutegin, curdugi eziyetin hesabi yoktur. Oni babasız nasıl büyüttüm ben bilerim. O benim bitenem, nazli çocugum, ünüm arkam odur. Komşilar da akrabalar da oni seveydilar; bütün kasaba oni seveydi. Ona çok akılli, çok terbiyeli deyidilar. Şimdi zori cürünce korkidan heppısi ondan uzaklasti. Evımıze celmez oni aramaz oldilar... Olsun, celmesınlar, aramasınlar. Yalnız aci süz sülemesınlar. Ondan vazgeçme- mi istemesınlar.” (Yusuf, 1982: 56) Hikâyede Metuş’un anası oğlunun yanlış yolda olduğunu bilerek onu desteklemez fakat karşı da çıkmayıp, kendisinin nasıl yaşamak istiyorsa yaşamasına izin veren ancak endişeli, onun başına bir iş gelmesinden çok korkan bir anne tipindedir. Metuş’un dayısı, Metuş evde yokken kız kardeşinin ziyaretine sadece bir kez gitmiştir. Dayısı tarafından anasının Metuş’a olan düşkünlüğü yerli halk ağzıyla şöyle anlatılır: “ ‘Kızkardaş sen yalnız kaldın, büyle olmaz, bize cel’ dedi. ‘Yook evi yalnız bırakamam. Ya Metuş bir yerden celırse..’ dedım. ‘Metuş gari dunmez çünçü oni taraf taraf araylar. Sen bize cel,cendıne bak.’ ‘Yok, Metuşi yalnız bırakamam...’ ‘Tutturmişsın illa Metuş Metuş... O da anasına bagli olsaydi bu işlere cirmez, seni kahret- mezdi. Şindi da o yalnız dil, sen yalnızsın. Bak işte o kaçti seni perişan etti, mahfetti. En iyi vazceç o misçinden, bize cel, canıni rahat et.’ ‘Nasıl vazceçerım Metuş`tan kardaş. O benim bit’ tanemdir. Cüzbebegımdır. Ben onsuz yaşayamam. O misçin diyldır kardaş o kasabanın en mekteplisidir; o karabahtlidır, ama işıni eyi bilir.’dedım ve aglamamak için odadan çiktim.” (Yusuf, 1982: 59) Hikâyede Metuş’un siyasete karıştığı ama tam olarak hangi görevde yer aldığı açıklan- mamıştır, Metuş daha fazla annesi ile münasebeti çerçevesinde ele alınmıştır. Anne, her şeye rağmen kardeşini ve çevresindeki bütün insanları kaybetmeyi göze alan, fakat asla oğluna sırt çevirmeyen fedakâr sevgi dolu ve sonunda oğlunu kaybeden bir anne tipine örnektir. Metuş’un ölüm haberini vermek üzere eve gelen Metuş’un en yakın arkadaşı Salih’in, has- ret dolu anneye oğluyla ilgili ölüm haberini nasıl vereceği ve o anda kafasından geçen düşünceleri söyle açıklanır: “Oğlunu görecek, onu doyasıya koklayacak, sonra da kurtuluş gününe dek gene onu tehli- kesiz, güvenilir bir yere gönderecekmiş gibi geliyordu ona. Salih ne yapacağını, nasıl davranaca- ğını bilmiyordu. Böyle bir günün gelmeyeceğini nasıl bildirebilirdi böyle bir anaya. Bütün ömrünü

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx