Kosova Türk Hikâyesinde Manevi Kültür Taşıyıcısı Olarak Anne Tipi

104 Yrd. Doç. Dr. Elsev BRİNA LOPAR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı muş’tan başka hiç kimsesi yoktur. Oğlunun okumasını kaynı istemese de kendisi oğluna sahip- lenir onu destekler, yalnız yaşamaya mecbur kamasına rağmen oğlunun şehre gidip okumasını ister: “Anası erkenden kalkmış, onu bekliyordu. Hiç konuşmadılar. Son bir kez kucaklaşırken, üç tane sapsarı lira tutuşturdu eline anası, “Oku oğlum” dedi, “Baban da okumani arardi...” Anan- sının gözleri yaşlıydı.» (Hanadan,1982: 78) Secaettin Koka’nın “ Öc ” isimli hikâyesinde anne ve çocuk sahibi olan Emine sürekli başka erkeklerle beraber olma arzusuyla diğerlerine göre farklı bir ‘anne’ tipi olarak hikâyede yer alır. Bu hikâyede, kadın karakter, evlilikten çok şey beklemez. Arslan’la beraber olduktan sonra sürekli değişik erkeklerle beraber olma ihtirası duymaya başlar. Secaettin Koka, “Öc ” isimli hikâyesinde, iki çocuk sahibi olan Emine’ nin, eşini tüketen, çaba ve umutlarını silip götüren bir kadın kahraman olarak eşini nasıl felakete süreklediğini göstermeyi amaçlamıştır. Yazar eserinde kadının var olan bu sürekli doyumsuz ve tatminsizlik, memnuniyetsizliğini sürekli farklı erkeklerle beraber olma arzusundan anlayabiliriz. Kadının kendine göre yaşadığı farklı ve önemsiz bir dünya anlatılmaya çalışılmıştır. Hikâyenin sonunda, ahlak ölçüleri çerçevesinde ele alınan Emine, hapiste yatmakta olan kocasını beklemek yerine köydeki zengin erkeklerle berber olmaya devam eder. ‘’Güzel Emine’ye köyün kimi evlileri de âşıktı. Şimdi daha fazla sevgilisi vardı. Onu var- lıklı adamlarla, zengin gençlerle görüyordu köylüler. Aşk yürüttüğü vakitler gece yarısına, yaz aylarında gündüz ama çok saklı ve kimsenin ummayacağı yerlere rastlıyordu.’’ (Secaettin Koka, 1983: 71-72) Secaettin Koka’nın, “Öc ” isimli hikâyesinde: ‘’Arslan’dan da nefret etmeye başlamıştı güzel Emine. Yeni bir delikenlıya göz atmıştı. Ama Arslan ölüm pahasına bile olsa emine2den ayrılmamayı göze almıştı... Arslan Emine’nin umurunda bile değildi artık. Yeni sevdalanmıştı çünkü. ..’’ (Secaettin Koka, 1983: 52-53) Cümlelerinden anlaşılacağı üzere Emine, hem eş hem sevgili olarak sürekli mutluluğu başka erkeklerde arayan kadın tipi olarak yazar anlatıcının ağzından anlatılır. Hasan Mercan’ın “Öbür Oda” isimli eserinde, kocasının yanında, eşinin arkadaşına sata- şan karşısında cilvelenen kadın kahraman dikkat çeker: “Adamın eşi de, bizimkiyle, gözünü kırparak, çeşitli cilvelerde bulunarak konuşuyor bir yandan da kadehini rakı ile (benimle) dolduruyordu. ‘Kadının gözü göz değilmiş’ dedim bizimki- ye.” (Mercan, 1995: 12) Eserde, anlatıcının ağzından dile getirilen, kocasının yanında, başka erkeklerle alaka- dar olan kadın tiplerini Reşit Hanadan, Secaettin Koka yanı sıra Hasan Mercan’da da görmek mümkündür. Her üç yazarın eserlerinde görülen ortak özellik eşlerinin bu durumları karşısında farkında olmalarına rağmen kayıtsız kalışları, böyle hareket ve davranışları karşısında katlanır bir durum sergilemeleri, dikkat çekicidir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx