Kosova Türk Hikâyesinde Manevi Kültür Taşıyıcısı Olarak Anne Tipi

84 Yrd. Doç. Dr. Elsev BRİNA LOPAR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Annenin fiziksel özelliği yanı sıra yıprandığı, yorgunluğu en küçük çocuğun ağzından an- latılır: “Sağlam, kaya gibi çetin bir kadındı. Bize, dört erkeğe o bakardı. Fakat yüzü hepimizden daha sarı, doğrusu kara sarıydı.” (Baki, 1988: 21) Annenin psikolojik özellikleri açık bir ifadeyle belirtilmemiş ancak evde tartışma yaratan kocası yüzünden, ‘yüzü hiçbir zaman gülmemiştir’ şeklinde ifadelerden mutlu bir hayat süreme- yen bir anne tipine örnektir. Yukarıda sözünü ettiğimiz anne tipleri yaşam koşulları yüzünden yıpranmış, bakımsız ka- dın tiplerine birer örnektir. Anne tipi özellikle hikâyelerde, güven verici, sıcak ve fedakâr bir tip olarak yer alır. Reşit Hanadan’ın “Traktör Belası” isimli hikâyesinde, anne tipi koruyuculuğu ve sahiplen- meyi çağrıştıran, bir konumda sunulmuştur. “Desteklediği belli oluyordu. Artık elli yıllık kocası yaşlandı da işe gelmez oldu diye mi, yok- sa ana yüreği cızladı da oğlunun her gün öküzlerle çift sürüp acı çekmesine dayanamadığı için miydi oğlanı desteklemesi, bunu anlayamamıştı işte. İçinden bu ikinci olasılığın ağır basmasını istemişti. Yoksa ilkinin gerçek olduğunu bile bile yaşamak ona ölümden beter bir çile olurdu.» (Hanadan, 1985: 78) Kocasının, oğluna traktör almasını ikna eden, baba ile oğul arasında sıcaklığı anlayışı sağlayan anne tipi karşımıza çıkar: “Karısı ile oğluna baktı sözlerini bitirdikten sonra ikiside sanki taş kesilmişler, kendisine bakıyorlardı. Yakup Ağa meraklarını gidermek için: -Bir de iyi bir traktör beğenirsin kendine, dedi oğluna. Ana ile oğul Yakup Ağa’nın bu söz- leri karşısında varıp ellerini öptüler. Karısı: - Yüzümüzü ak ettin Bey! dedi.” (Hanadan, 1985: 82) Reşit Hanadan’ın, “Traktör Belası” isimli hikâyesinde, annelik nitelikleri üzerinde durulur- ken aynı zamanda baba-oğul ilişkisi de sergilenmiştir. Burada Salim isimli kahramanın babasının rızası olmamasına rağmen, öküzleri satıp traktör satın alma güvencesini anneden görür ve anne- sinin desteğiyle bunu başarır: “O gün Salim kentteki hayvan pazarında öküzleri satıp eve döndüğünde vakit ikindiye yaklaşmaktaydı. Babasını avludaki armut ağacının serinliğine çekilmiş, düşünür durumda buldu. Anası ise kuyudan su çekmekteydi. Oğlunu karşılamaya çıktı. -Hoş geldin Salim, dedi. Ne oldu öküzleri sattın mı? diye sordu sonra. Salim’in yüzü gülmekteydi.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx