Kültür Endüstrisinin Geleneksel Kına Giyiminde “Kaftan”ı Popülerleştirmesi Üzerindeki Rolü

372 Zeynep İrem DEĞER T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı kullanılmıştır. Gelin kıyafetleri yöreden yöreye model, kesim, kumaş, süsleme yönünden farklılık göstermektedir. Kaftanlar ise Osmanlı döneminde saray ve çevresinde önem verilen ve itibar gören kul- lanılan bir giysi türüdür. Kaftan denince ilk akla gelen giysiler, padişah kaftanları ve saray men- suplarına ait olanlardır. Kaftan itibarı temsil etmekte ve sembolik olarak kullanılmaktadır. Kaftan, saray çevresinde ve erkek giyiminde resmi bir nitelik kazanırken, kadınlar tarafından da kullanılan bir giysi olmuştur. Kadın kaftanları da varlık göstergesi ve prestij malı durumundadır.(Görünür vd., 2006: 62-65). Kaftan yapımında kullanılan kumaş, işleme, kürk ve aksesuarlar kadının sta- tüsünü yansıtmaktadır. Bunlar dışında saray ve çevresinde kadınların giydiği kaftanlar rengi göre de belli anlamlara gelmektedir. Renkleri bakımından “kırmızı” renk kaftanlar genellikle düğün ve kına törenlerinde kullanılmıştır. Kırmızı renk kaftan giyilmesine Dede Korkut’ta da rastlanmakta- dır. “Dede Korkut hikâyelerinde Banı Çiçek’in otağı ve Beyrek’in giydiği güveyilik kaftan, kırmı- zıdır. Banı Çiçek’in Yalançıoğlu Yaltaçuk’la düğünü olurken giydiği gelinlik kaftan da kırmızıdır” (Yılmaz, 2003:8). Muhteşem Yüzyıl dizisinde de saray hanedanı evlilik törenlerinde kırmızı renk kaftanları kullanmıştır. Dizinin 17. bölümünde Hatice Sultan’ın düğününde, 44. bölümde sarayda kalfa olan Nigar’ın, 99. bölümde Mihramâh Sultan’ın kına gecesinde kırmızı kaftan giymesi bu geleneği yansıtmaktadır. Fotoğraf 1. Hatice Sultan Fotoğraf 2. Nigar kalfa Fotoğraf 3. Mihrimâh Sultan Türk kültüründe evlilik törenleri çeşitli ritüel ve uygulamalar etrafında şekillenmektedir. Dizide de kına geceleri geleneklerimizi yansıtan ritüeller ve uygulamalar çerçevesinde işlenmiştir. Geleneğin yansımaları ise şu şekildedir: Türk kültüründe evlenme, ölüm gibi geçiş dönemlerinde ağıt yakma geleneği Osmanlı’dan günümüze hala devam etmektedir. Bunlara “kına ağıtları” ve “ölüm ağıtları” denilmektedir. Kına ağıtları, kına gecesinde anne ve babasından ayrılan gelini ağ- latmak için yakılmaktadır. Dizide Nigar kalfanın kınası yakılırken ağıt yakılması da bu geleneğin göstergesidir. Dizideki diğer kına gecesi ritüeli ise gelinin eline kına yakıldıktan sonra altın konul- masıdır. Türk kültüründe kına önemli bir gelenektir ve canlılığını hala korumaktadır. Kültürümüz- de kına gecelerinde gelin olacak kıza ve güveyine kına yakılmaktadır. Bu ritüelin kökeninde gelin ve damadın birbirine kurban olması inanışı yatmaktadır. Gelin ya da damadın avucuna para ya da altın konması ise evlenen kişilere kısmet ve bereket getireceğidir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz