Masal Anlatıcılarının Bilinçaltlarında Adalet Kavramı

294 Prof. Dr. Mehmet Naci ÖNAL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı getirmesini istemiştir. Beyoğlu olağanüstü yardımlarla başarılı olur, sonunda gerçekleri öğrenir. Üvey anne masalın sonunda kırk katırla cezalandırılır. Aile bütünlüğü sağlanır, mesut bir yaşam sürdürülür. Masal dünyasının olağanüstülükleri birer alegoridir. Alegorik söylemde bir şey söylenir- ken başka bir şey temsil edilir. Alegori her şeyi içine alan süperfigüre dönüşür (Todorov 1999: 67). Burada yanağında güller açan, gözyaşlarıyla inciler saçan kızın güzelliği, sevimliliği, cana yakınlığı gülücüğünde ve ağlamasındaki sembolik yanışlarla verilir. Anlatım masal dünyasına yakışan olağanüstülüklere dönüşür. Semboller ve benzetmelerin temelinde “kolektif bir bilinçaltı” vurgulanır (Fromm 1998: 92-93). Masal anasının kendine has duyarlıkları masallarda görülür. Kıskançlık konulu iki masal- dan birinde kız, diğerinde erkek kıskançlık sonucu üvey annelerin kötülükleriyle karşılaşmışlardır. İyi olan kahramanlarımıza zaman zaman gerçek zaman zaman gerçeküstü varlıklar yardım eder- ler. Gerçeküstü varlıklar arasında konuşan kuşlar, güllerin açılması, incilerin saçılması vardır. İyilerin yoldaşının Hızır olduğu bir kültür içinde, masal anlatıcıların kimi zaman masalın gerçek olduğuna neden inandıkları daha iyi anlaşılır. Masaldaki kötülüğün gerekçesi kıskançlıktır. Karşıt kavramlar üzerinden yürütülen masal, iyi- kötü doğru-yanlış karşıtlıkları ve çatışmaları üzerinden devam ettirilir. Sonuç haklı bulunur. Kötüler cezasız kalmaz, masal içinde hayalen yaşananlar, gerçek hayata ihtiyatlı olma tecrübele- rini taşır. İyi olunması, adil olunması, sonunda hakkaniyetin yerini bulması adına belleğe yerleşti- rilen öğretiler gizli mesajlar oluşturur. Kıskançlık kişinin kendisinde olmasını istediği bir şeyin başkasına ait olduğunu gördü- ğünde duyduğu acıdır. Her iki masalda yapılan haksızlıklar, masalların dingin akışını yerle bir eder. Artık orada kıskançlıklardan kaynaklı bir hukuksuzluk söz konusudur. Yoksunluk duygusu çekenler kıskançlık içinde acı çekerler. Kıskanç insan marazi ve hayali bir dünya kurar. Delice davranışlar sergiler, olmaz işleri yapar (Delpierre 1967: 27-30). Maşeri vicdanlarda benzer bir beklenti söz konusudur. Kamu vicdanı, adaletin her zaman tecelli etmesi yönünde aşkın bir beklenti içinde olur. Masallar, en eski zamanlardan günümüze, ortak değerlerin, mantığın ve vicdanın yerine getirilmesinde aracı bir sanat olma özelliğine sahip- tir. Uydurma, yaratıcılık, hayal gücü sanatın dolayısıyla masalın ayırt edici özellikleri arasındadır (Wellek ve Warren 1983: 28). Masal dünyasındaki karşıtlıklar, gerçek dünyanın çelişkilerini sembolize eder. İnsan çe- lişkiler veya karşıtlıklar içinde kendini ve doğayı aşmaya gayret eder. Büyümek yanılgıların azal- masıdır (Fromm 1998: 130). Masal dünyasında öz ve üvey anne arasındaki farklılık, güzel-çir- kin davranışlar gösterilirken en sonunda gerçeklerin öğrenen şehzadeden haklı-haksız ayırımı yapması beklenir. Büyümek adaletin fark edilmesidir. İlk masalda bir kadın, ikincisinde bir erkek mağdur olmuştur. Mağduriyetleri birinde yerine geçirilen bir gelin, ikincisinde çocukları değiştirilen bir adam vardır. Olağanüstü veya beklenmedik yardımlar masal dünyasının gizleri / olağanüstü- lükleri olup kamu vicdanının beklentilerini giderir. Düşlerin zihnin düzelmesine yol açması gibi (Jung 2006: 177), masal dünyasının olağanüstülükleri olayların akışını bir anda düzene sokar.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2