Masal Anlatıcılarının Bilinçaltlarında Adalet Kavramı

289 Masal Anlatıcılarının Bilinçaltlarında Adalet Kavramı Türk Halk Edebiyatı herif diyo yav, gızları gorseñ babayiğit! Cazu garısı. Kokû (kökü) arınsıñ işde, cazu garısı. (erkek dinleyici: O garı eyiymiş işde o garı.) Gėt! Ordan sona. O garıya nālet olsuñ. Herif diyen gavat da neydiyo biliyoñ mu? Öyle babaları Allah yerinde yaturmasıñ! Sürünsüñ orda.” Başka bir masalın akışında: “Yav gızı gorünce atıñ ardında, gara veziriñ gozü gıza düşü- yo; gavatıñ. Yaaa!” diye tepki verilir. Masalın sonundaki cezalandırmayı onaylayan cümleler şöyledir: “Gurban olduğum, diyo ki oğlan baḫ gine. Diyo ki oğlan gine, yav diyo babam o benim diyo. Gıymañ da, onu diyo beḳcı ya- pıñ. Beni de onuñ yerine goyuñ, diye. Oğlan şey oldu, padışah oldu. O kopeḳ [Mahmut’un babası/ padişah] de beḳci oldu. Çocuḫlar da evlendi. Onnar muradına erdi. Biz kerevetine… (gülüyor). Yavrum bunnar böyle. ” 3 Masal anlatıcıları ve dinleyicileri masalda hakkaniyetin çiğnenmesinde, tepki koydukları, kimi zaman argo veya küfürlerle taraflarını ileri düzeyde aşikâr ettikleri görülür. Masallarda sezgi yoluyla verilenler, anlatıcı ve dinleyici katında yeterli karşılığı bulup tekrar tekrar dineleme, ezber- leme ve bir sonraki kuşağa aktarma yoluyla, masal içinde geçenlerin her anlamda bir eğitim işlevi gördüğünü ortaya koymaktadır. Hak hukuk anlamında yapılanların anlatılan masalların dönüm noktaları olduğu, bundan sonra olayların evrildiği görülür. III. MASALLARDA TECELLİ EDEN ADALET Masal dünyasından yedi örnek incelenmiş, bunlardan dört masal haksızlığın öne çıktığı, üçü toplumsal sınıf farklılığının giderildiği, ikisi kıskançlık sonucu yapılan haksızlığın konu edildiği masallardır. 1. “Keloğlan ile Köse” adlı EB 357, AaTh 1012-1120-1132 numaralı masal: Bir adamın üç oğlu vardır. Ölmeden evvel oğullarına Köse’yle çalışmamalarını vasiyet eder. Babaları öldükten sonra, ilk iki oğul sırayla şehre gider, Köse’yle anlaşma yapar, onunla çalışırlar. Köse anlaşma sonucu bu ilk iki kardeşi öldürür. Keloğlan şehre gidip Köse’yle anlaşma yapıp yanında işe başlar. Anlaşmaya göre, her ne olursa olsun kızmak yoktur. Kim kızarsa o ötekini öldürecektir. Keloğlan, Köse’nin verdiği işleri yaparken sürekli sorun çıkarır. Kösenin ökü- zünü yer, kızını duvara çarpıp öldürür, kuş diye ağaca çıkarttığı Köse’nin annesini vurup öldürür. Köse çareyi kaçmakta bulur. Olayların akışında Keloğlan Köse’nin karısını da öldürünce, Köse çılgına döner ve anlaşmayı kaybeder. Keloğlan da Köse’yi öldürüp evine döner (Dursun 2008: 36-39). Bu masalda Keloğlan ve kardeşleri söz konusu edilir. Muhtemelen kırsalda yaşayan kar- deşler, şehre çalışmaya giderler. İlk iki kardeşin başlarına gelenler, saflıkları yüzünden olmalıdır. Uğradıkları haksızlıklar canlarına mal olmuştur. Öfke kontrolü ile ilgili bir öğreti hayati önem taşır. Saf olan kardeşler, uyanık olanın haksızlığına uğramışlardır. Masalın hazırlık bölümü iki kardeşin başına gelen uyanık bir işverenin yaptıklarıyla ilgilidir. Çalışan ve çalıştıran arasındaki haksızlık sonucu, düzen yerini düzensizliğe bırakmıştır. Üçüncü kardeş son fırsattır ve onun adaleti sağla- 3  Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde danışmanlığını yürütmekte olduğum Mustafa Sargın’ın “Tokat Masaları Üzerine Araştırma ve İncelemeler” adlı doktora çalışmasından faydalanıl- mıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2