Mevlidü’n-Nebi Adlı Eser Halk Kitabı Olarak Değerlendirilebilir mi?

52 Doç. Dr. Abdulselam ARVAS T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Peygamber’e nisbet edilen bazı mucizevî olaylara dair hikâyeler, eserlere sonradan ilâve edilen destanî manzumelerdir ve bunların asıl mevlid metinleriyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır ” (Aksoy 2007: 325). Elbette bu görüşleri başka âlimler de teyit etmektedir. Mesela benzeri hikâyelerin “Mevli- d”e sonradan girdiğini N. Pekolcay (1981: 257) da dile getirmiştir. N. Ahmet Özalp (2014: 10-11) ise “Mevlid”deki bazı hikâyelerin yazarlarının tartışmalı da olsa bilindiğini, örneğin Kesikbaş ve Güvercin hikâyelerinin yazarının Kirdeci Ali, Geyik hikâyesinin yazarının ise Sadreddin olduğunu ama zamanla bunların tümünün anonim ürünlere dönüştüğünü ve basılı kitaplara da böyle girdi- ğini ifade etmektedir. Bu tarz eserlerin muhteva açısından ikinci özelliğine yani toplumun mensup olduğu din ile ilişkisine bakıldığında da mevlid in bir taraftan Hz. Peygamber’in hayatının belli dönemlerini öte taraftan onun mucizelerini anlatarak Müslümanları topyekûn İslam’a ısındıran bir eser olduğu söylenebilir. Nitekim böyle kitapların bir amacı da budur. Mevlid de Peygamber Efendimizin örnek kişiliği anlatılmakta, böylece dinleyici kitlesine hem O’na muhabbet beslenmesi hem de bu tarz bir hayat yaşanması gerektiği mesajı iletilmektedir. Yani İslami yaşantı bu eser vasıtasıyla idealize edilmektedir. Muhteva açısından iki özelliği de barındıran 1323 tarihli eski alfabeli Türkçe matbu “Mev- lidü’n-Nebî” şekil açısından da halk kitabı özelliklerini taşımaktadır. Bu eser, halk kitapları için yukarıda ifade edilen şekil özellikleri açısından değerlendirildiğinde onun üç özelliğe de uyduğu görülecektir. Örneğin gerek mevlid bahirleri gerekse sonradan eklenen hikâyelerde tahkiyeye dayalı bir hadisenin anlatılması, derkenardaki bazı şiirler ile metin içindeki 1-2 şiir hariç “Mevli- dü’n-Nebî”nin genelinde geçerlidir. Dolayısıyla eserdeki metinlerin kahir ekseriyeti Hz. Peygam- ber’le ilgili hadiseleri tahkiye etmektedir. Şekil açısından ikinci maddeye bakılınca eserde nazmın hâkim olduğu görülmektedir. Yani tüm metinler mesnevi nazım şekli kullanılmak suretiyle sadece manzum hâlde ortaya konulmuştur. Eserde sadece mevlid duası nesirdir. Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere bu esere bakıldığında zaman içerisinde çok farklı metinler barındırmaya başladığı görülecektir. Ni- tekim bu durum şekil açısından üçüncü madde ile ilgili olup bu özelliğin de “Mevlidü’n-Nebî” için uygun olduğu söylenebilir. Yani “Mevlid” kitabı asıl eser ve derkenarda barındırdığı çok çeşitli metinlere sahiptir. Mevlid bahirleri ve hikâyeler mesnevi nazım şekli ve aruzun “failatün faila- tün failat” vezniyle oluşturuldukları halde derkenarlardaki şiirler hem aruz hem de hece vezniyle oluşturulmuştur. Tabi derkenardaki şiirlerin aruzun çeşitli vezinlerinden oluştuğunu da belirtmek gerekir. Sonuç Halk kitapları çok kapsamlı bir kavram olup bir taraftan halkı eğlendiren halk hikâyeleri n- den oluşurken öte taraftan halkı dinî açıdan bilgilendiren eserlerden oluşan geniş bir çerçeveye sahiptir. Bazı halk kitapları nda ise dinî bilgilerin dışında manzum hikâyeler le Hz. Peygamber’in mucizeleri veya İslam tarihinde önemli kişilerin (örn. Hz. Ali) maceraları anlatılmakta ve bu ha- diseler olağanüstülükler içermektedir. Ancak gerek manzum gerek mensur gerekse nazım-nesir

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2