Nasreddin Hoca Fıkralarında Ölüm ve Öte Dünya Algısı
381 Nasreddin Hoca Fıkralarında Ölüm ve Öte Dünya Algısı Türk Halk Edebiyatı Benzeri bir fıkra şöyledir: Bir gün Hoca’ya: “Yahu Hoca, kıyamet ne zaman kopacak?” diye sorarlar. Hoca da: “Ninen kız, deden genç, delikanlı olduğu zaman kıyamet kopacak.” diye cevap verir. (Özkan 1999: 137) Nasreddin Hoca fıkrada, insanların geçmişten bugüne değiştirdikleri özden uzaklaşan ya- şamları, gereksiz özentileri ve kendilerini tanınmaz hale getirdikleri giyim-kuşamlarıyla kıyametin haberciliğini yaptıklarını belirtir. Atalarımızın en büyük kaygı ve korkusu âhir zamana kalmaktır. Taberâni’nin belirttiğine göre “Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancı- lar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hâinlere güvenilecek. İnsanlardan şâhit lik etmeleri istenmediği halde şâhitlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği halde yemin edecekler.” (Taberâni, XXIII, s. 314) (www. egitimhane.com ) Hatta âhir zamanda, haram ve helâlin birbirine karıştığı kazanç, haklı ile haksızı ayırt edememe, İslâma aykırı giyim ve yaşayış tarzları vb. gibi alâmetler görülecektir. Bilge Nasreddin Hoca, mizahın eğlendirici ve düşündürücü yanıyla ger- çeklikleri yüzümüze haykırarak hatalarımızı düzeltme gayreti göstermemizi ister. Kıyamet konusuna dair bir diğer fıkra şöyledir: Timurleng bir gün Hoca’ya: “İnsanlar ne vakte kadar doğar, ölür?” diye sormuş. Hoca hemân: “Cennet ile cehennem doluncaya kadar.”diye cevap verir. (Arslan-Paça- cıoğlu 1996: 84) Fıkrada Timur, Nasreddin Hoca’ya “İnsanlar ne vakte kadar doğar, ölür?” diye sorarken aslında, cesaret edemediği kıyamet gününü öğrenmeye çalışır. Nasreddin Hoca ise sorulan so- ruya “Cennet ile cehennem doluncaya kadar.” cevabını verir. Böylece, kâinatın matematiksel dü- zenine ve kıyametin, zaman süreci içerisindeki fark edilmeden hızla yaklaşan oluşumuna işaret eder. Öte boyuta geçtiğimiz bu son yolculukta bizi uğurlayanların da kaygıları vardır. Fıkrada, başına gelecekleri önceden gözlemleyen insanoğlu, kaygılarını Nasreddin Hoca’ya sorduğu so- rularla gidermeye çalışır. Sormuşlar Hoca’ya: “Cenaze taşınırken tabutun ne tarafında bulunmalı; önünde mi, arkasında mı, sağında mı, solunda mı?” diye. Hoca cevap vermiş: “ İçinde bulunmayın da nerede bulunursanız bulunun!” (Tokmakçıoğlu 2004: 131)
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2