Nasreddin Hoca Fıkralarında Ölüm ve Öte Dünya Algısı

382 Ebru ŞENOCAK T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Fıkrada Nasreddin Hoca, hayat ve ölüm arasındaki araf çizgisinde, “Nasıl yaşadıysak, öyle ölürüz.” mesajını bizlere verir ve insan-ı kâmil olma yolculuğumuzu tamamlamamızı öğütler. “Tabutun içinde bulunmayın da nerede bulunursanız bulunun!” derken Nasreddin Hoca, insanın sağken ömrünün kıymetini bilmesini, tabuta girdikten sonra kaçan trenin artık fayda etmeyeceğini belirtir. Nasreddin Hoca fıkralarında atalarımızın uzun tecrübe ve gözlemlerinin eseri olan atasöz- lerinden “buyurun er kişi niyetine cenaze namazına!” sözüne yer verilerek başa gelen beklenme- dik durumların ölümü çağrıştırmasına da değinilmiştir. Konu ile ilgili fıkra şöyledir: Rahmetli bir gün Timur’un aleyhinde verip veriştiriyormuş çevresini saran topluluğa. Derviş kılığındaki biri dayanamayıp: “Hoca Efendi,” demiş. “Biraz fazla ileri gitmedin mi? O adam senin anlattı- ğın kadar zalim, kötü kişi değildir.” Hoca şüphelenip sormuş: “Efendim, memleketiniz neresi?” Derviş: “Maveraünnehr!” demiş. “Yâ mübârek adınız?” “Emir Timur.” Bunu duyan Hoca çevresindeki topluluğa dönerek: “Ey cemaati müslimin,” demiş. “Buyrun er kişi niyetine cenaze namazına!” (Tokmakçıoğlu 2004: 260) Fıkrada Nasreddin Hoca, Emir Timur’un aleyhinde konuşurken birdenbire onu karşısında görüp kaygılanır. Ölümünü kendi eliyle hazırlamanın verdiği kaygı ile; “Buyurun, er kişi niyetine cenaze namazına!” der. Ölümün kıyısına gidip gelen Nasreddin Hoca, bu söz ile hatasına razı olup onun kötü sonuçlarına da katlanacağını anlatmak ister. Nasreddin Hoca fıkralarında, ölüm sonrası kabre konulan insanın, artık tek başına kaldığı evinde yaşayacağı anların en büyük korku ve kaygı olduğu anlatılmak istenir: “Hoca, dostlarına vasiyet etmiş: “Ölünce beni eski bir mezara gömün!” “Niçin demişler?” “Melekler gelince.”demiş. Kendilerine görmüyor musunuz? Derim, benim kabrim bile çökmüş, ben çoktan sorguya çekildim.” (Tokmakçıoğlu 2004: 166)

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2