Opera Ve Geleneksel Kültürün Buluşması: Karyağdı Hatun Operası

179 OPERA VE GELENEKSEL KÜLTÜRÜN BULUŞMASI: KARYAĞDI HATUN OPERASI 1 Dr. Ayça Nur KİP AKYOL 2 Giriş Opera, tiyatro ve müziğin temelleri üzerinde şiir, şarkı, dans, dekor, kostüm, resim, mimar- lık ve oyunculuk sanatlarının birleşimidir. 16. yüzyıl İtalyan Rönesans’ının bir ürünü olan opera, farklı ülkelere yayıldıkça farklı bakış açıları ve stillerde değerlendirilmiştir. Her ülkenin kendi ta- rihsel ve toplumsal gerçekleri deneyimleri ve de karakterleri ulusçu bir bağlamda opera eserle- rine yansımıştır. Bu da o ulusların geleneklerinin ve her türlü motifinin operada yer bulmasıdır. Türkiye’de bestelenen opera eserlerine bakıldığında, konuları mitolojik, tarihsel ve gerçek hikâ- yelere dayalıdır. Özellikle Türk kültürüne dair hikâyelerin işlendiği operalarda müziksel ve görsel özellikler o kültürün özelliklerini mümkün olduğunca tarihsel olarak yansıtır. Karyağdı Hatun operasında olduğu gibi Anadolu’ya ait halk hikâyeleri operaların konusu- nu oluşturabilmektedir. Operada sanat yoluyla kullanılan ve sahnelenen geleneksel kültür unsur- ları, geleneksel kültürün başka bir sanatın içinde korunmasını sağlar. Librettosunu Nezihe Araz’ın yazdığı Karyağdı Hatun operası ilk olarak 1983 tarihinde Okan Demiriş tarafından bestelenmiştir ve iki yıl sonra 21 Aralık 1985 tarihinde dünya prömiyeri gerçekleştirilmiştir. Karyağdı Hatun operasının konusu mutlulukla başlamakta ve sonu ise acıyla bitmektedir. Öyküde hamile bir kadının kara aşermesi ve kar yağması mümkün olmayan bir mev- simde bu dileğinin kabul olması anlatılmaktadır. Karyağdı Hatun’un gerçek hayattan biri olarak Karyağdı Hatun adlı opera eserinin sahne- lendiği alanda, Ankara Devlet Opera ve Balesi (Ulus) binasına yakın yerlerde yaşamış ve mezarı da bu alandadır. İslam ve tasavvuf inancı içinde kadın evliyalar da yer almaktadır. Anadolu’nun pek çok bölgesinde evliya inancı içinde “Yedi Kızlar”, “Hatun Sultanlar”, “Ana ve Bacı” adlarıyla anılan çok sayıda kadın yatır ve türbe bulunmaktadır. Hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmayan ve 15. yüzyılda yaşadığı bilinen Karyağdı Hatun (Sultan) türbesi de bunlardan biridir. 985/ M. 1577 yılında yapıldığı anlaşılan ve kitabesinde “Gül-ü Nazikter” yazan türbenin hikâyesi Okan Demiriş’e ilham kaynağı olmuştur. Opera sanatı, içinde yaşanılan kültürden bu örnekteki gibi beslenmektedir (Kip Akyol, 2016: 46). 1 Yazarın doktora tezinden üretilmiştir (Bkz. Kip Akyol, 2016). 2 Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Telif Hakları Koordinatörü ve Koro Sanatçısı

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz