Ordu İli Ve Yöresinde Sona Ermekte Olan Meslekler Ve Bu Mesleklerin Gelecek Nesillere Aktarılması Sorunu

382 Prof. Dr. Necati DEMİR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı lığında, tabana paralel olarak dört köşeli bir ağaç yerleştirilir. Buna taban ağacı 18 denir. Değirmenin ikinci katına ocak denir. Ocak, değirmenle ilgili önemli işlerin yapıldığı bö- lümdür. Değirmenin üst bölümünün oluşturulması için öncelikle taşın çevresine dört direk dikilir. Değirmen direği denilen bu ağaçların alt kısmı yere, üst kısmı çatıya sabitleştirilir. Dört ağaç, orta- larına lata çakılarak ikişer ikişer birbirine bağlanır. Lataların üzerine, üst kısmı geniş (yaklaşık ı00 cm.), alt kısmı ise oldukça dar (yaklaşık 3 cm.) üst tekne yapılır. Üst tekne 19 , öğünecek zahirenin koyulduğu yerdir. Değirmen taşı, alt ve üst olmak üzere iki tanedir. Değirmen taşının hazırlanmasına, taş kesmek denilir. Taş kesme işini taşçı, (taş ustası) yapmaktadır. 1.3. Demircilik Demirciliğin çok eski bir Türk sanatı olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Türk destanla- rında demircilere sıkça yer verilmesi, demircilerin kutsallığına inanılması, bunu açıkça ortaya koy- maktadır. Demircilik Ordu ili ve çevresinde en yaygın sanatlardan birisidir. Bütün tarım araçları, nal, zincir türleri, el araçları, marangoz ve taş ustalığı araçları, bina yapımı araçları vb çekiç, örs, mengene, ocak gibi araçları kullanarak hep demirciler tarafından üretilmekte idi. Şehir merkezin- de “Demirciler çarşısı” olarak bilinen bir sokak bulunmakta, bu sokak boydan boya demirci us- taları faaliyet göstermekte idi. Hemen her küçük yerleşim yerinde bir veya birkaç demirci ustası bu işten hane geçindirmekte idi. Kısmen devam eden sanatlardandır. 1.4. Dericilik Dericilik, havya derilerinin fiziksel ve kimyasal olarak birtakım işlemlere tabi tutarak kulla- nılabilecek veya giyilebilecek hale getirilmesi işinin adıdır. Kesilen hayvanın sırtından yüzülmüş ham derinin, mamul deri edilmesi için işleme alınmasına kadar geçen süre içerisinde gerçekleşen eylemlerin tamamı bu sanatın faaliyet alanıdır. Muhtemelen insanlık tarihi kadar eskidir. Başlarda insanlar soğuktan korunmak için hayvanlardan elde edilen kaba postları giyim eşyası olarak kul- lanmışlardır. İnsanlık; giyeceği ve günlük hayatta kullanabileceği pek çok malzemeyi deriden elde etmiştir. Ayakkabı, elbise, başlık, at koşumu, çadır, kılıf, yelken çoğu zaman deriden üretilmiştir. Hem dayanıklı hem de kolay şekil verilmesi açısından insan hayatında son derece önemlidir. Öyle görünmektedir ki ilk başlarda estetik anlayış güdülmezdi. Zaman içerinde deriye daha iyi şekil verme kaygısıyla gelişmiştir. Dericilik, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar geleneksel şekilde yapılmakta idi. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren İstanbul, Ege Bölgesi’nde ve Anadolu’nun bazı şehirlerinde özel ve modern deri fabrikaları kurulmuştur. Bu fabrikaların ürettiği deriler, ülkenin iç ihtiyacını karşıladığı gibi çeşitli yabancı ülkelere de ihraç edilerek, Türkiye’ye ekonomik girdi sağlamaktadır. Günümüzde deri pek çok alanda kullanılmaya devam etmiştir: Deri üstüne işlemeler ya- parak süs eşyası olarak kullanılmış, deriden sandıklar, hayvanlar için semerler vb. kullanımında hala devam etmektedir. Bununla birlikte dericilik veya deri ustalığı tarihe karışmış gibi görünmek- tedir. 18 Ünye: köprü; Akkuş: kargacık ağacı; Fatsa: yasduk. 19 Fatsa: denelik.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz