Osmanlı Tarihi

89 sonra en ağır şartları taşıyan 1774 Küçük Kaynarca AntlaĢması imzalandı. Ruslar işgal ettikleri Eflak, Boğdan ve Mora Yarımadası’nı Türkler’e bırakacaktı. Rus ticaret gemileri serbestçe Boğazlar’dan geçebilecek, Karadeniz’de bir Rus donanması bulundurulabilecekti. Rusya İstanbul’da daimî elçi, Balkan ülkelerinde ise konsolosluklar bulundurabilecekti. Ortodokslar’ın dinî yönden himayesini de kabul etmiştir. Kırım ise bağımsız bir devlet olmuştur. Osmanlı-Rus ve Osmanlı-Avusturya SavaĢları (ZiĢtovi ve YaĢ AntlaĢmaları) Küçük Kaynarca ile bağımsızlığını ilân eden Kırım 1783 yılında Avusturya ile anlaşan Ruslar tarafından işgal edildi. Bu sırada Rus Çariçesi II. Katerina ile Avusturya İmparatoru II. Josef aralarında Osmanlı ülkesini pay edecek bir taksim projesinde anlaşmışlardı. Buna göre Küçük Eflak, Sırbistan, Bosna, Hersek ve Adriyatik kıyıları Avusturya’nın olacaktı. Eflak’ın geri kalan kısmı ile Boğdan’da Dakya adı verilen bir devlet kurulacak ve Avusturya’nın himayesine verilecekti. Türkler Rumeli’den atılırlarsa, merkezi İstanbul olmak üzere bir Bizans Devleti kurulacak ve Rusya’nın himayesinde olacaktı. Bunun başına ise Katerina’nın torunu Konstantin geçecekti. Durumu öğrenen Osmanlı Devleti 1787 yılında Rusya’ya savaş açtı. Rusya’nın müttefiki olarak Avusturya da Türkler’e savaş açtı. Bu yüzden Türk kuvvetleri ikiye ayrılmak zorunda kaldı. Ruslar Yaş, Hotin, Özü, Bender, Akkirman, Kili Kalelerini, Avusturyalılar ise Belgrat’ı aldılar. Savaş meydanlarında hiçbir varlık gösteremiyorduk. Bu sırada patlak veren Fransız İhtilâli Türkler’in yardımına yetişti. İhtilâl fikirlerinin ülkesine girmesinden endişelenen Avusturya Kralı savaştan çekildi. Avusturya ile 1791 yılınsa ZiĢtovi barışı yapıldı. Avusturyalılar aldıkları bütün yerleri geri verirlerken, Ruslar’a da yardım etmeyeceklerini taahhüt ediyorlardı. Yalnız kalan Rusya da 1791 yılında barışa yanaştı. 1792 yılında her iki devlet arasında Dinyester sınır olmak üzere YaĢ AntlaĢması imzalandı. Osmanlı-Fransız ĠliĢkileri 1535 yılında Kanunî zamanında imzalanan kapitülasyonlarla başlayan Türk-Fransız dostluğu 1740 kapitülasyonları ile devam etmişti. Ancak 1798 yılında Fransız Generali Napolyon , dostluğu hiçe sayarak Mısır’ı işgale kalktı. Çaresiz kalan Osmanlı Devleti Rus ve İngilizler’in yardım teklifini kabul etti. Türk kuvvetleri Rus donanmasının yardımıyla Yunan adalarını Fransızlar’dan geri aldı. İngiliz Amirali Nelson , Abukır denilen yerde Fransız donanmasını yaktı. Suriye üzerine yürüyen Napolyon, Akka ’da CezzarAhmed PaĢa tarafından durduruldu, Napolyon geri dönmek zorunda kaldı. Fransa’da karışıklık çıktığını bahane ederek ordusunu Kleber ’e bırakıp Fransa’ya kaçtı. Kleber daha sonra Süleyman adlı bir fedai tarafından öldürüldü (1800). Daha sonra yerine geçen Fransız komutan barış yaparak Mısır’ı terk etti (1801). XVIII. Yüzyıldaki Islahat Hareketleri Lâle Devri: 1718-1730 yılları arasındaki devre Lâle Devri denir. Bu devre damgasını vuran NevĢehirli Damat Ġbrahim PaĢa , kuvvetli devletlere karşı dostça, zayıf devletlere karşı düşmanca bir politika takip etmiştir. Kâğıthâne Deresi civarı kasırlar, güzel bahçeler, köşkler ve saraylarla süslenmiş, halk zevk-sefa âlemlerine koşar olmuştu. Çırağan ve mehtap sefalarında, gezi yerlerinde halk eğlenceden başka bir şey düşünmemekteydi. Bütün bunların yanında birçok yenilikler de memleketimize girmiştir. 1717 yılında Fransa’ya elçi olarak giden Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi beraberinde oğlu Said Efendi ’yi de götürmüştü.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2