Paleolitik Çağ

1.1.2. Orta Paleolitik Anahtar Kelimeler: Teknoloji, avcılık, inanç, neandertal. Alt Paleolitik’i izleyen orta Paleolitik, G.Ö. 200 bin ile 40 bin/35 bin yılları arasında yer alır. Avrupa’da neandertallerin ortaya çıkışıyla yeni bir kültürel olgu başlar. Küçük avcı grupları halinde yaşayan neandertaller, yarattıkları musteriyen (moustérien) kültürle önemli bir teknolojik gelişimin mimarları olmuşlardır. Bu ise, sistemli yoga üretim tekniğidir. Alt Paleolitik’in çok sayıdaki iki yüzeyli aletlerinin yerini, ince yongalar üzerine yapılmış kenar kazıyıcı ve uç gibi daha hafif, ancak daha etkin aletler almıştır. Yontma taş aletlerin genel çizgilerinde dikkat çekici bir bölgesel farklılaşma görülmemektedir. Bununla birlikte, farklı alet tiplerinin birbirlerine göre orantıları, farklı musteriyen komplekslerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Neandertal insanları, besinlerini küçükbaş hayvanların yanı sıra mamut, kıllı gergedan, at gibi kalın derili hayvanları da avlayarak sağlıyorlardı. Görece basit bir teknik donanımla avlanmış olan bu tür hayvanların kalıntıları, neandertallerin avcılıkta ne denli ustalaşmış olduklarını ve yeni av tekniklerini yaşama sokmuş olduklarını kanıtlamaktadır. Orta Paleolitik’e ait konut kalıntıları, az sayıdadır. Oysa bu evreye ilişkin çok sayıda açık hava yerleşimi, özellikle yontma taş buluntular sayesinde saptanabilmiştir. Kötü koruma koşulları ya da çadır ve kulübelerin yapımında kullanılan deri, odun gibi çabuk çürüyen geçici maddeler, bu konutların zamanımıza ulaşmamış olmasının nedenleri olabilir. Anadolu’da orta Paleolitik yerleşimler çoğunlukla mağara yerleşimleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Karain mağarasının “E” gözünün musteriyen silsilesi, Anadolu orta Paleolitik’i için tam bir başvuru kaynağını oluşturmaktadır. Orta Paleolitik’te henüz artistik etkinlikler saptanamamıştır. Buna karşılık aşıboyası, manganez gibi boya maddeleri, bu evre ile yaşlandırılmış sitlerde sıklıkla ele geçmektedir. Bunlar, bazı gruplar tarafından insan ve hayvan derisi gibi yumuşak yüzeylerin boyanmasında kullanılmış olabilirler. Ancak bu geçici kalıntıların arkeolojik kanıtlarına ulaşma şansı yoktur. Bunun yanı sıra, aşı boyasının bit, pire gibi küçük zararlı böcekleri kaçırdığı ve yine hayvan derilerinin kokuşmasını önlediği bilinmektedir. Şayet neandertaller aşı boyasının bu özelliğini fark ettiyseler bu maddeyi bu amaçla da kullanmış olabilirler. İnsanlık tarihi bağlamında orta Paleolitik’teki en önemli farklılaşma, insanlarının entelektüel yapılarındaki gelişmedir. Bu gelişme, “öte dünya” algılamasının bir sonucu olan ölü gömme ve ritüellerinin yaşama geçirilmesiyle somutlaşmıştır. Orta Paleolitik insanları, kendilerinden önceki insanların yaptıkları gibi, ölülerini leş yiyicilere bırakmıyorlardı. Bu davranışı, sayıları az da olsa, bazı mezarların varlığından anlıyoruz. Bu mezarlara bırakılan hediyeler içinde en sık rastlananları bizon, geyik, keçi gibi hayvanlara ait çene, ayak, boynuz gibi parçalardır. Diğer bir özellik de bu mezarlarda çoğunlukla çocukların bulunması ve yanlarına daha çok erginlere ait taş aletlerin konulmasıdır. Bu tutum ölen bir çocuğun ileride bir ergin olarak dirileceği inancından ileri gelmiş olabilir. Orta Paleolitik’in en ilginç mezar armağanı ise Irak’taki Şanidar mağarasında saptanmıştır. Burada 60 bin yıl önce ölmüş olan yaşlı bir neandertalin bedeni bir çiçek yatağı üzerine yerleştirilmiştir. Yapılan polen analizleri, bu çiçeklerin ilkbaharda çevreden toplanmış olabileceklerini göstermiştir. Karain mağarasının “E”

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz