Paleolitik Çağ

1.1.3.1. Üst Paleolitik Kültürler Anahtar Kelimeler: Ön kazıyıcı, taş kalem, taş delgi, sırtlı bıçak, yaprak biçimli parça, kemik alet, venüs Batı Avrupa’da oluşturulan klasik Paleolitik kronolojide; Aurignacien (Orinyasiyen), Solutréen (Solütreen) ve Magdalénien (Magdaleniyen) olmak üzere üç temel kültür yer almaktadır ve bunlar, üst Paleolitik kronolojisinin çatısını oluşturmaktadırlar. Dünya’nın çeşitli bölgelerinde saptanan yeni üst Paleolitik kültürler bu çerçeve kronoloji içindeki yerlerine oturtulmaktadırlar. Üst Paleolitik’teki kültürel çeşitlenmeler nedeniyle bazı kültürler yerel adlarla da anılmaktadırlar. Örneğin, Çekoslovakya’daki Orinyasiyen’e Pavlovien adının verilmesi gibi. G.Ö. 40 bin yılları civarında başlayan Orinyasiyenden itibaren, yonga üretimi teknolojisinin zararına gelişen sistemli bir dilgi üretimi teknolojisi ortaya çıkar. Orinyasiyen’in çeşitli evreleri boyunca görülen tipik aletlerden bazıları; ön kazıyıcılar, taş delgiler, taş kalemler, sırtlı bıçaklar, yoğun düzeltli orinyasiyen dilgilerdir. Bu yontma taş aletlere Orinyasiyen’in evrelerine göre farklı formlar gösteren kemikten kargı uçları da eşlik eder Bazı merkezlerde alt Orinyasiyen’in ıralayıcı tiplerinden biri olan Dufour (Düfur dilgicikleri) de görülür. İnsanlık tarihinin en önemli olgularından biri olan sanatsal etkinliler Orinyasiyen’de başlar. Üst Paleolitik boyunca gelişecek olan bu etkinlikler; mağara duvarlarına ve kaya blokları üzerine yapılmış olan gravür, boyalı resim ve kabartmaları, taşınabilir sanat yapıtlarını, çoğu gebe kadınları temsil eden heykelcikleri kapsar. Venüs olarak adlandırılan kadın heykelcikleri, Anadolu’da Neolitik Çağ’da ortaya çıkan “ana tanrıça” figürinlerinin ilk örnekleri olarak kabul edilebilirler. G.Ö. 20 bin yıl civarında başlayan Solütreen’de rafine bir teknik ortaya çıkar. Çakmaktaşının ısısal işlemden geçirilmesinden sonra uygulanabilen ve “bastırma yoluyla işleme” denilen bu teknikle Solütreen’in yaprak biçimli (defneyaprağı, söğüt yaprağı v.s.) parçaları ve saplı uçları şekillendirilmiştir. Batı Avrupa’da Solütreen sonrasında kaybolan bu tekniğin, Anadolu’da Neolitik’ten itibaren tekrar ortaya çıkışı oldukça ilginçtir. Solütreen’in başlangıcında kemikten delikli iğnelerin ortaya çıkışı, üst Paleolitik insanlarının günlük etkinlikleri açısından önem taşımaktadır. G.Ö. 15 bin yılları civarı ile 10 bin yılları civarı arasında gelişen Magdaleniyen’in en önemli karakteristiği ise, yontma taş aletlerin yanı sıra kemik aletlerde gözlemlenen artış ve çeşitlenmedir. Zıpkınlar, bızlar, savurgalar, delikli çubuklar, delikli iğneler, tığlar ve oltalar bu aletlerden yalnızca bazılarıdır. Kemik aletlerin, özellikle zıpkınların formlarındaki farklılaşmalar dikkate alınarak Magdaleniyen, I’den VI’ya doğru sıralanan altı evreye ayrılmıştır. Anadolu’nun üst Paleolitik kültürleri, yukarıda kısaca çerçevesi çizilen klasik tablodan oldukça farklı bir görünüm sergilemektedir. Bugüne değin yapılmış olan araştırmaların ışığında, Anadolu üst Paleolitik’inde Solütreen, Magdaleniyen ve Orinyasiyen’in Châtelperronien (Şatelperroniyen) ve Gravetien gibi endüstrilerinin yer almadıkları görülmektedir. Anadolu, bu kültür evrelerini yaşamadan Epi-paleolitik Çağ’a girmiş görünmektedir. Anadolu’da, orta Paleolitik’ten üst Paleolitik’e geçiş evresi (Üçağızlı mağara) bir yana konulacak olursa, üst Paleolitik, bugün için, klasik Orinyasiyen (Karain mağarası) ve Ahmarian (Üçağızlı mağarası), bir başka deyişle Batı geleneği ve Levant geleneği olmak üzere iki farklı gelenekle temsil edilmektedir. Karain’de omurgalı ön kazıyıcıların, taş delgilerin ve Düfur dilgicikleri ile çeşitli süs objelerinin yer aldığı bir klasik Orinyasiyen’den söz edilebilir. Anadolu’da üst Paleolitik’e ait taşınabilir sanat eserleri, heykelcikler, boyalı resimler ve kabartma tarzındaki tasvirler ele geçmemiştir. Buna karşılık Adıyaman Palanlı mağarası ve Kars/Camışlı köyü Kurbanağa mağarasının duvarlarına ve Yazılıkaya mevkiindeki kayalar üzerine gravür tekniği ile yapılmış olan tasvirler, üst Paleolitik’e bağlanmışlardır.. Ne var ki, Türkiye’de Paleolitik açıdan yapılmış ve yapılmakta olan araştırmaların sınırlı sayıda olması nedeniyle bu saptamalara kesin gözüyle bakılmamalıdır. Karain mağarasında yapılmakta olan ve ilerde Anadolu’nun diğer merkezlerinde yapılacak kazılar, Anadolu üst Paleolitik’ine yeni boyutlar getirme potansiyeline sahiptir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz