Politik Motivasyonlarla Geleneğin Yeniden Yaratılması Süreci Üzerine

362 Öğr. Gör. Adil ÇELİK T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Soru: Atlı okçuluk zihninizde ilk olarak ne canlandırıyor? Yanıtlar Kişi Sayısı Yüzde Savaş 79 %52,6 Osmanlı 37 %24,6 Muhafazakârlık 15 %10 Spor 11 %7,3 Diğer (Diriliş adlı TV dizisi, Cüneyt Arkın, Orta Asya, Eski Türkler, bozkır) 8 %5,3 Soru: En son nerede bir atlı okçuluk performansı izlediniz? Yanıtlar Kişi Sayısı Yüzde TV 33 %22 Festival ve anma etkinliği 21 %14 Sosyal medya 6 %4 Diğer (okçuluk kulübü ve sinema) 3 %2 Hiç izlemeyenler 87 %58 Geleneğin zihinde canlandırdığı kavramlar çoğunlukla mehterin canlandırdıkları ile örtü- şen bir durumda. Geleneği yalnızca sportif bir aktivite olarak algılayanların oranı yalnızca %7,3 civarında. Geleneğin toplumsal bellekte çağrıştırdığı savaş ve Osmanlı kavramlarının da aslında iç içe geçmiş kavramlar olduğu düşünülebilir. Doğrudan doğruya muhafazakârlık yanıtını veren kesimin yalnızca %10 olması, geleneğin doğrudan bir politik çağrışım yapmadığını gösterse de yukarıda da değinildiği gibi Osmanlı kavramının çağrıştıracağı siyasi anlamlar hesaba katıldığın- da bu geleneğin de dolaylı olarak siyasetle bağıntısının %24’lük bir kitle tarafından kurulduğu söylenebilir. Öte yandan geleneğin tüketildiği mecralar içerisinde bozkurt simgesinin tersine te- levizyonun sosyal medyadan önde olduğu gözükmekte. Bu durum bir yandan bu geleneği üretip tüketmenin bir bozkurt görselini üretip tüketmek kadar bireysel ve kolay olmadığı ile ilgiliyken öbür taraftan da (iktidar partisi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin söz konusu spora verdiği önem de hesaba katılarak) geleneksel medyanın iktidarla olan ilişkisi üzerinden de açıklanabilir. Buna karşın bir atlı okçuluk performansını hiç izlemeyenlerin oranının %58 olması geleneğin halen ye- terince tanınmadığını da göstermekte. Geleneği canlı olarak izleyenlerin toplam oranının %16,6 olması da aynı durumu pekiştiren bir başka veri olarak okunabilir. Ergenekon Mitinden Terör Örgütlerine Nevruz UNESCO tarafından pek çok ülkenin ortak kültürel mirası olarak kabul edilerek İnsanlığın Somut Olmayan Mirası Temsili Listesi’ne katılmış olan Nevruz uygulamalarının Türk tarihinin en eski dönemlerinden başlayıp coğrafya ve tarih farkı gözetmeksizin geniş bir yayılım alanına sa- hip olduğu bilinmektedir (Çay, 2012). İlkel insanın zamanın ritmini gözlemlemesi sonucu doğan ve Türkiye Türkleri arasında, batılılaşma döneminin kültürel hayatı dönüştürdüğü zamana kadar etkin bir şekilde kutlanmakta olan Nevruz kutlamalarının TBMM’nin ilk yıllarında da bir Osman-

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz