Politik Motivasyonlarla Geleneğin Yeniden Yaratılması Süreci Üzerine

363 Politik Motivasyonlarla Geleneğin Yeniden Yaratılması Süreci Üzerine Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Çalışmaları lı bakiyesi olarak kutlanmasına devam edilmektedir. Ancak, ilerleyen süreçte muhtemelen bir yandan bu gelenek, uluslaşma fikrine zarar verme potansiyeli olan ümmet ve imparatorluğa dair değerleri anıştıran bir Osmanlı bakiyesi olarak görüldüğü için öte yandan batılılaşma hareketle- rinin bir sonucu olarak yılbaşı kabul edilen tarihin 1 Ocak olarak kanıksanmaya başlanmasının bir sonucu olarak Nevruz uygulamalarının resmi otorite tarafından sahip çıkılan ve teşvik edilen boyutunun ortadan kalktığı görülmekte. Resmi otoritenin bu geleneğe kayıtsız kalması, resmi otoriteye bağlı olan pek çok vatandaşın da bu gelenekleri yaşatması ve aktarmasını olumsuz etkilemiştir. Öte yandan aynı süreç içerisinde resmi otorite ile hesaplaşma çabası güden ay- rılıkçı Kürt hareketinin, Nevruz kutlamalarını neredeyse otoriteye başkaldırının sembolü haline getirmeleri de geleneğe farklı anlamlar yüklenmesi durumunu pekiştirmiştir. Özünde barış, kar- deşlik ve bereket gibi olumlu unsurların arzusu yatan Nevruz, toplumsal bellekte söz konusu kavramların simetrik olarak tam karşısında yer alan düşmanlık ve kaos kavramları ile bağıntılı bir anlam taşımaya başlamıştır. 1991 yılında SSCB’nin dağılması ile birlikte Türk dünyasında da bu bayramın kutlandığının görülmesi sonucunda resmi otoritenin –biraz da söz konusu ayrılıkçı oluşumlarla Nevruz’un bağdaştırılmasından duyduğu rahatsızlıkla- yaşadığı ani bir aydınlanma ile geleneğe sarıldığı görülmektedir. Bu kapsamda 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de her 21 Mart’ta bürokrasinin de katılımı ve teşviki ile Nevruz’un kutlandığı görülmektedir. Her ne kadar her yıl “Nevruz kimin bayramıdır?” şeklinde UNESCO’nun koruma yaklaşımları ve çalışmaları ile uyuşmayan köken tartışmaları bu kutlamaların –resmi olmayan- bir parçası olarak belirse de, özellikle 2009 yılında SOKÜM Temsili Listesi’ne girmesiyle birlikte son 25 yıldır canlandırılmaya çalışılan geleneğin, öneminin arttığı söylemek mümkün. Özetle 1990’lı yılların başında Nevruz’u siyasal bir yapılanma ile özdeşleştirenlerin niceliğinin aradan geçen yaklaşık yirmi yıllık sürede azaldığı söylenebilir. Bu süreç Oğuz tarafından şu şekilde özetlenmektedir: “ Türkiye çağdaşlaş- ma sürecinde geri plana ittiği bu ulusal kalıtı “unutmak” yerine “müzelik” hale getirebilmiş olsaydı, yakın dönemde yaşadığı bir takım sosyal sarsıntıları daha hafif atlatabilirdi ” (Oğuz, 2002: 15). Nevruz uygulamalarının siyasal bir anlam kazanmasında, Bozkurt örneğinde olduğu gibi politik bir kurumun özel çabaları değil bilakis resmi otoritenin bu geleneğe karşı bir dönem sergile- diği kayıtsızlığı neden olmuştur denilebilir. Bu açıdan Nevruz, bu çalışmada ele alınan diğer dört örnekten, üzerine yapışan politik anlamın arkasında yer alan hikâyesi açısından ayrılmaktadır. Aşağıdaki veriler de bu durumu destekleyici bir nitelik taşımaktadır. Soru: Nevruz kavramı zihninizde ilk olarak ne canlandırıyor? Yanıtlar Kişi Sayısı Yüzde Bereket 41 %27,3 Bahar 32 %21,3 Terör, PKK terör örgütü, kargaşa 25 %16,6 Türklük, Ergenekon 21 %14 Ateş 10 %6,6 Eğlence 6 %4 HDP ve Kürtler 6 %4 Diğer (Kardeşlik, özgürlük, Alevilik, yeni yıl, yeniden doğuş, barış, Zerdüştlük) 9 %6

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz