Politik Motivasyonlarla Geleneğin Yeniden Yaratılması Süreci Üzerine

359 Politik Motivasyonlarla Geleneğin Yeniden Yaratılması Süreci Üzerine Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Çalışmaları Kaynak kişilerin firesiz bir biçimde bozkurt imgesinden haberdar oldukları görülürken yal- nızca %11,3’lük kısım dışında kalan ezici bir çoğunluk olan %88,7’lik kitle bu simgenin siyasi bir anlam taşıdığını düşünmekte. Bozkurt sembolü, %45,3’lük bir kesimin aklına doğrudan Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları’nı getirirken 43;3’lük bir kitle de meseleyi biraz daha soyutlaya- rak milliyetçilik yanıtı verse de bu fikrin siyasetle olan ilişkisi düşünüldüğünde bozkurt simgesinin küçük bir kesim dışında siyasal bir sembol olarak algılandığı açıktır. Bu durum kaygı vericidir çünkü ulusal bir ongun olan bozkurt simgesinin ulus içerisinde birleştirici bir sembol olma durumu giderek kaybolmaktadır. Sembolün üretilip tüketildiği yerlerse oldukça geniş olmakla birlikte sos- yal medyanın ezici bir üstünlüğü göze çarpmakta. Sosyal medya, kendisine en yakın yanıt olan televizyon gibi geleneksel medyanın en güçlü aygıtlarından birini dahi neredeyse beşe katlayarak %46,6 ile başı çekmekte. Simgenin tüketiminin tablo, tabela ve afiş gibi görsellerle kamusal alan- da yoğun bir şekilde gerçekleştirildiği gözükmekte. Öte yandan verilen yanıtlar, simgenin siyasi organizasyonlar olan Milliyetçi Hareket Partisi ya da Ülkü Ocakları gibi örgütlerin çabalarından çok söz konusu oluşumların temsil ettiği öğretiyi kanıksayan kişiler tarafından bireysel çabalarla üretilip tüketildiğini göstermekte. Savaş Meydanından BayramMeydanına Mehter Türk toplumunun arkaik dönemlerden itibaren –ekonomik nedenlerin de etkisi ile- askerliği neredeyse ulusal bir meslek olarak icra ettiği bilinmektedir. Ordudaki askerlere moral verme- si için ve savaşılan tarafı korkutup sindirmek amacıyla Hunlar döneminden itibaren kullanılan askeri müzik birlikleri, Osmanlı ile birlikte mehter olarak anılmaya başlanmıştır. İmparatorluğun güçlü zamanlarında kurumsallaşan mehter (Vural, 2012) Türk kültürünün batı etkisinde dönüş- tüğü süreçte yerini batılı formlardaki askeri bandolara bırakmıştır. Unutulan geleneğin 20. yüz- yılın ortalarından itibaren canlandırılmaya çalışıldığı ancak müzikal açıdan başarılı sonuçların alınmadığı da konunun uzmanları tarafından dile getirilmektedir. Geleneksel mehter müzikle- rinin bugün yalnızca %10’unun bilinip icra edilmesi (Aksu, 1998: 44), söz konusu durumun bir göstergesidir. Geleneğin icadı olarak görülebilecek modern zamanlardaki mehter performans- larında müzikal değerden çok, görselliğe önem verildiği açıktır. Müziğin, bu görselliğin ancak bir tamamlayıcısı olduğu söylenebilir. Mehter takımı üyelerinin yalnızca kıyafetleriyle dahi Osmanlı’nın görkemli çağlarını anım- satması, Türkiye’de muhafazakâr yapıları ile ön plana çıkan siyasi organizasyonların, bu gele- neği, uygulamalı halkbilimi kapsamında modern dünyaya yerleştirmeleri çabasını doğurmuştur. Mehter performanslarının, modern kent içerisinde çeşitli kutlama törenlerinden resmi ve özel açı- lışlara, festivallerden düğün ve nişan törenlerine kadar pek çok yerde icra edildiği görülmektedir. Bu tarz törenlerde görev alan mehter takımı üyelerinin kendi aralarında örgütlenerek bu tarz ta- lepleri ticari bir faaliyete dönüştürdükleri de bilinmektedir. Öte yandan bu ticarileşme durumunun geleneğin yeniden yaratılmasına olumlu katkıları olduğunu da vurgulamak gerek. Mehter gelene- ğinin modern dünyada üretilip tüketilmesi, çoğunlukla bir performansa bağlı olarak gerçekleşse de ses sistemlerinden mehter marşlarının dinletilmesi şeklinde yalnızca işitsel boyutta da söz konusu geleneğin yeniden yaratılması sağlanabilmektedir. Gerek görsel gerek işitsel olsun mehter performansı genel olarak kitlede bir heyecan doğurmaktadır. Bu heyecanın temelinde performansı tüketen bireyin mensubu olduğu ulusun

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz