Postmodern Dönemde Geleneğin Kullanımı Noktasında Halkbiliminin Tavrı

118 Hakan ÇELİKTEN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı şa göre hiçbir metin kendinden önce yazılmış metinden tümüyle bağımsız olmayacaktır. Diğer bir deyişle yeni bir metin daha önce yazılanlardan alınan kesitlerin farklı bir biçimde sunulması demektir. Alıntılama yöntemlerinden biri olan pastiş (öykünme) bir dil ve üslup taklididir. Parodide (yanılsama) ise metnin konusunun taklidi vardır. Parodide ilk üründeki konu kendi bağlamından koparılıp aykırı bir konunun içine yerleştirildiğinde ortaya çıkan uyumsuzluktan gülünç bir durum yakalanmaya çalışılır. Pastişde de ve parodide de amaç metnin ciddilikten uzaklaştırılmasıdır. Parodide ana metnin konusu alınabileceği gibi ana metinden bir cümle ya da bir kahraman da alınabilir. Modernizmde parodi metni sorgulamak, postmodernizmde ise metni değiştirmek, boz- mak veya boşlukları öne çıkarmak üzere kullanıldığı görülmektedir. Postmodernist anlayıştaki sanatçı bu uygulamayla büyük anlatıları sıradanlaştırma yoluna gitmiştir. Postmodern anlatıda alıntı yapılırken orijinalin teyidi yerine anlam ve yapı bozumu yapılmaktadır. Söylenilenin tam tersinin kastedildiği bir ifade olan ironi (gülünç dönüştürme) de ise temel yapıtın konusu olduğu gibi sürdürülürken yapıtın temel içeriğine dokunulmadan onun ciddiliğini kırarak yeniden yazma işi vardır. Parodide bir metnin konusu alaycı bir şekle büründürüp değiş- tirirken, ironide konu değiştirilmeden aynı olayın sıradan ve komik bir şekilde tekrar ele alınması vardır. Genel hatlarını vermeye çalıştığımız bu yöntemler içerisinden incelenen filmlerde daha çok ironinin kullanıldığı görülmektedir. Konu genel hatlarıyla olduğu gibi sürdürülürken onun ciddi- liği kırılmış ve böylece içeriği sıradanlaştırma yoluna gidilmiştir. Zaten gülünç (alaycı) dönüştürüm postmodernizmin en temel yaklaşımı olup bunu ortaya konulan ürünün hemen her yerinde gör- mek mümkündür. Yapılan hemen her eylemde gülünç dönüştürüme rastlanır ve bunun komiğin yakalamasında ve büyük anlatının sonunun getirilmesinde önemli bir işlevi vardır. Tam da bu noktada geleneğin kullanımına yönelik tepkiler artmaktadır. İronik yaklaşım büyük anlatıyı yıkma noktasında en sarsıcı darbeyi vururken bu darbe tepkileri de beraberinde getirmektedir. Bunun dışında Bamsı Beyrek filmde Game Of Thornes dizisine kadar gönderme yapılarak yine zaman ve gerçeklik algısındaki yıkımın izlerine rastlanılmaktadır. Bu filmlere başkahraman bazında bakarsak ironik yaklaşımın burada da devam ettiği gö- rülmektedir. Olayların merkezinde yer alan kişiler olan Salur Kazan, Deli Dumrul ve Bamsı Bey- rek’in orijinal hikâyelerdekilerde yer alış tarzlarının dışına çıkarılarak kullanıldığı görülmektedir. Örneğin Salur Kazan asıl hikâyelerde Bayındır Han’dan sonra en önemli kişi olarak işlenir. O, güçlü, cesur, toplum içinde karar verici bir role sahip son derece ciddi bir kişidir. Ancak postmo- dern sinemada her şeyde olduğu gibi kahraman imgesinde de değişiklik olmuştur. Geleneksel güçlü, sert, savaşçı, girişimci, babaerkil kahraman tipi yerine daha çok kaos içinde yaşayan, zayıf, şizofrenik, güvensiz, izleyiciye bizden birisi izlenimi veren, sevdikleri kadının yönlendirmesi altında kalan kahraman tipine geçilmiştir. 9 Üç filmde de kahramanlar bu yeni çizilen kahraman tipine uygun olarak işlenmiştir. Salur Kazan sakarlıkları ve olaylara komik bakış açısıyla sık sık gülünç duruma düşerken, Deli Dumrul başarısız, toplum tarafından alay edilen bir tip; Bamsı Beyrek ise korkak, başarısız, aldatılmaya müsait biri olarak filmlerde yer alır. Böylece bu kişilerin postmodern anlayışa uygun 9  Postmodern sinema anlayışında kahraman tipi ve postmodern sinema hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. (Erdemir: 21-40 ve Koçak 2012: 75-87).

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx