Postmodern Dönemde Geleneğin Kullanımı Noktasında Halkbiliminin Tavrı

113 Postmodern Dönemde Geleneğin Kullanımı Noktasında Halkbiliminin Tavrı Genel Konular Postmodernizme ilk olarak kelime özelinde bakarsak “modern” kelimesine bir ek olarak gelip ona sistem olma işareti veren “-izm” eki ve bir ön ek olarak “ötesi”, “sonrası” anlamına gelen “post” ekinden oluştuğu görülür ki bu hâliyle “modern sonrası/ötesi” anlamına gelmektedir. Bu kavramın sonunda her ne kadar “-izm” eki bulunsa da postmdernizmin belirli bir sistemi ya da programı yoktur. Bununla birlikte temel bazı noktalarda modern görüşe karşı çıkışın olduğu söylenebilir. Modernizm kapitalizme, pozitif bilime, endüstrileşmeye, akılcılığa, laikliğe ve öznelli- ğe vurgu yaparken, en genel hâliyle postmodernizm belirsizliğe, eklektizme, parçacılığa, yerele, geleneğe, çokkültürlülüğe, heterojenliğe vb. unsurlara vurgu yapar. 2 Bu oluşum en kaba tabirle, modernizmin büyük anlatılarının reddine ve evrensel, tek olana karşı çıkışa tekabül etmektedir. Anlayışın temsilcilerinden Lyotard postmodernizmi kısaca “üst anlatılara inanmamak” olarak tarif etmektedir. M. Foucault ise 1967 yılında verdiği bir kon- feransta şunları söyler: “ Biz anındalığın devrindeyiz, üst üste gelmenin devrindeyiz, yakın ve uzağın, yan yanalığın, dağılmışlığın devri ”. Böyle bir devirde mekânlar parçalanmış, birbiri üze- rine yığılmış, homojenliğin olmadığı çağdaş kentler, toplumsal yaşamlar oluşmuştur. Böyle bir ortamda postmodernizm “müphemliği” esas noktasına alırken, “eklektizme”, “parçacılığa”, “ye- rele”, “geleneğe”, “çok kültürlülüğe”, “heterojen yapılanmaya” ve “melez” kavramına vurgu yapar olmuştur. Postmodern sanatçı felsefeci konumunda görülürken onun çalışmalarında daha önce belirlenmiş olan kuralların ve formüllerin belirleyici olmayacağı, bu alanda yapılacak çalışmalarda kuralsızlığın esas olacağı belirtilmiştir ki bu postmodenist anlayışın temel bakış açılarından biri olan “bozma/yıkma” kavramıyla bağlantılıdır. “ Postmodern, modernin içerisinde sunulamayanı, sunumlamanın kendisinde ileri götüren olacaktır: güzel biçimlerin tesellisini ve elde edilemez olanın kollektif nostaljisini paylaşmayı mümkün kılan bir zevk uzlaşımını inkâr edecektir; bunlar- dan hoşlanmak için değil, sunulamayanın güçlü bir anlamını veren yeni sunumları araştıracaktır. Postmodern sanatçı veya yazar, felsefecinin konumundadır. Yazdığı metin, ürettiği çalışma ilke olarak daha önceden yerleşmiş kurallar tarafından yönetilemez; benzer kategorilerin metne ya da çalışmaya uygulanmasıyla belirleyici bir yargıya göre yargılanamazlar. Bu kurallar ve kategoriler sanat yapıtının kendisi için aradığı kural ve kategorilerdir. O zaman yazar ve sanatçı, yapılacak olmakta olanın kurallarını formüle etmek için kuralsız çalışmalıdır.” (Lyotard, 1997: 158). Postmodern sanat anlayışında yüksek kültür ile popüler kültür arasındaki hiyerarşi ortan kalkmış; melezlik, parodi, ironi, pastiş, oyuncuların ve kültürün yüzeyselliği, derinlikten yoksunluk, sanatçının özgünlüğünün ya da dehasının önemini yitirmesi, taklit kavramı, sanatın artık tekrar- dan ibaret olacağı algısı gibi unsurlar ön plana çıkmıştır. Postmodernistler bütün bu bakış açılarıyla geleneğe yöneldiklerinde geleneği kullanma şekilleri dikkat çekici olmuştur. Büyük anlatıların yıkımı, bozma, kurguya vurgu, oyunsal yaklaşım tarzı, kuralsızlık vb. gelenek içinde alışılmış olan ürün yapısında, ciddi değişikliklere gidilmesine sebep olmuş, bu da geleneksel bir ürünün muhafazası, yaşatılarak korunması noktasında yeni dönemde üzerinde düşünülmesi gereken hususlar olduğunu göstermiştir. Ortaya çıkan bütün bu anlayışlar doğrultusunda geleneğin dizi ve sinema sektöründe kul- lanıldığı görülmektedir. Bu kullanımların nasıl olduğunu görmek ve yapılan değişimler üzerine 2  Postmodernizm kavramı ve onun etrafında oluşan anlam bütünlüğü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. (Kocakoğlu 2012: 33-58).

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx