Somut Olmayan Kültürel Mirasın Temsil Ve Tescili Hakkında Medyadaki Tartışmalar Üzerine Bir Değerlendirme

324 Ahmet Erman ARAL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı “miras yorumlarının” çıkış noktası olarak merkezde konumlandırma ve diğer ülkelerdeki biçimleri de onun “kopyaları” olarak görme eğiliminin bulunduğu söylenebilir. Bu da aslında medyanın, so- mut olmayan kültürel mirasa gerektirdiği şekilde yaşayan miras, süreç ve gelenek çerçevesinde, ayrı bir kategori olarak değil, somut kültür varlıklarına yaklaşır gibi yaklaşmasının; mirası belli bir coğrafyada sabitleyip onu hiç dönüşmeyen; göç, ticaret veya savaş sonucunda bir yere taşın- mayan bir şeymiş gibi düşünmesinin veya mirası bir ülkenin siyasi sınırlarının içine yerleştirme isteğinin bir sonucu olarak görülebilir. Ancak Marilena Alivizatou’nun ifade ettiği gibi, yaşayan kültür, millî sınırlarla değil, o mirasla yaşayan topluluklar tarafından tanımlanmaktadır (2007: 40). Bu nedenle, Temsilî Liste’deki unsurları sınır kavgaları çerçevesinde tartışmak veya konuyu bu şekilde gündeme getirmek, somut olmayan kültürel mirasın toplulukları birleştiren ve dayanışma- ya sevk eden yönüne dikkat çekmeyi zorlaştırabilmektedir. Haberler arasında gözlemlenebilen tek farklılık ise yabancı medyanın aksine Türk medya- sının, bir mirası aktif olarak koruyup yaşatan yerel topluluklara veya ilgili sivil toplum kuruluşlarına Temsilî Liste ve bu listeye dâhil edilen miras unsurları hakkında ne düşündüğünü sormayı ihmal etmesidir. Söz gelimi lavaş geleneğiyle ilgili haberlerde fırıncılar ve restoran çalışanları dışında görüşüne başvurulan başka bir gruba (örneğin Folklor Araştırmacıları Vakfı, Sarıkeçililer Yardım- laşma ve Dayanışma Derneği vb.) rastlanamamıştır. Oysa sivil toplum kuruluşlarının ve söz ko- nusu mirasla yaşayanların bu konuda ne düşündüğünün öğrenilerek haberde grup ve toplulukla- rın düşüncelerine yer verilmesi, UNESCO’nun kültür koruma yaklaşımlarına destek olunması ve mirasın yaşamsal değerinin yansıtılabilmesi bakımından önemli olabilir. Öte yandan Ermenistan ve Yunanistan medyasındaki haberlere göz atıldığında, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yanı sıra antropolog ve etnologların görüşlerine öncelik verildiği görülebilmektedir. Bu kişilerin haber- lere yansıyan düşünceleri her ne kadar somut olmayan kültürel mirasın dayanışma, paylaşım, çeşitlilik ve saygıyı esas alan doğasını yansıtmıyorsa da yabancı medyanın resmî makamlar ve ticari kuruluşlar dışındaki bilgi kaynaklarına yönelebildiğini göstermesi açısından önemli görün- mektedir. Medyanın Temsilî Liste’deki somut olmayan kültürel miras unsurlarına yaklaşımı, kültürel mirasın nasıl tanımlandığı ve ona nasıl bir işlev yüklendiğiyle yakından ilişkili olduğu söylenebi- lecek ihtilaf ve çekişme alanlarını akla getirmektedir. Somut veya somut olmayan fark etmeksi- zin mirasın tartışmalı doğasının, evrensel miras fikrini uzun vadede geçersiz kıldığı düşüncesi (Lowenthal 1998’den akt. Smith ve Akagawa 2008: 5) medyadaki örneklerin yorumlanabilmesi açısından uygun bir başlangıç noktası oluşturabilir. Bir diğer deyişle, kültürel mirasla ilgili yasal düzenleme ve uygulamalar kimlik, aidiyet ve hak sahipliğini kaçınılmaz olarak ön plana çıkardı- ğından, özellikle somut olmayan kültürel miras her topluluk için farklı anlamlar taşıyan ve Ahmed Skounti’nin belirttiği gibi, gücünü yerelden alan bilgi, deneyim ve inançlara karşılık gelebildiğin- den (2008: 75) ve miras hayli politikleşmiş bir metaya dönüştürülebildiğinden, herkesin zihninde aynı anlamları çağrıştıran evrensel bir miras fikrini savunmak artık zorlaşmıştır. Ayrıca, bir kav- ram olarak mirasın, insan eliyle üretilmiş “kalıt”lardan ziyade birey, grup ve toplulukların ürettiği “anlam”ı dikkate alması ve birbiriyle uyuşmayan anlamları eşzamanlı olarak taşıması yönünden sosyal gerilimleri barındıran bir saha oluşu (Graham, Ashworth ve Turnbridge 2016: 5), anlama görece daha çok dikkat çeken 2003 Sözleşmesi ve dolayısıyla Temsilî Liste etrafında anlaşmaz- lıkların daha kolay çıkmasına yol açabilmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz