Sözlü Gelenekten Elektronik Ortama Halk Hikayelerinde Anlatıcı Tipolojisi

489 Sözlü Gelenekten Elektronik Ortama Halk Hikâyelerinde Anlatıcı Tipolojisi Türk Halk Edebiyatı zıyla sabitlenmesi, sözlü geleneğin yazıya aktarılması, sosyal yapı ve anlatıcının özelliklerindeki değişiklikleri gösterir. Yazıya geçirilme esnasında yeni unsurlar ilave edilmesi ya da var olanın eksiltilmesiyle hikâyelerde değişiklikler oluşur (Boratav 1982:261) Sözlü ve yazılı kültür ile dinle- me ve okumanın bir arada olduğu hatta tamamlandığı mekânlar sosyal iletişimin de sağlandığı merkezlerdir (Çetin 2007). Dolayısıyla Tanzimat’la birlikte gelenekselden modernleşme sürecine hikâye ve odağında yer alan anlatıcı yeni anlayışlarla farklılaşır. Halk hikâyelerinin de içinde olduğu eserlerin yazıya aktarılmasının hangi maksatla ve nasıl yapılacağı merkezî hükümet tarafından belirlenmiş, bu paralelde metinler yeniden oluştu- rulmuştur. Hikâyelerin modernize edilmesi çalışmalarında, üslubunda görülen değişiklik, zaman zaman “halk kitapları”, “halk masalları”, “halk hikâyeleri” kavramlarının bir arada kullanılması, türler arası dil/ifade özelliklerinin görülmesi yanında anlatıcı tipolojisinin de farklılaşmasına sebep olmuştur. Başlangıçta “geleneksel” hikâye formu korunmaya çalışılırken okuyucu kitlesinin romanla tanışmasıyla beraber hikâyelerin “roman” tarzında yazılması söz konusu olmuştur. Hikâyelerin genellikle ana yapısı/olay örgüsü korunmaya çalışılmakla beraber zaman zaman tür karışıklığı ve buna bağlı olarak üslûp farklılığı ve dolayısıyla anlatıcı tipolojisinde de değişiklik görülmektedir. Halk hikâyelerinin elektronik ortamla tanışması başlarda derleme/tespit amacıyla yapıl- mış, dolasıyla anlatıcının hitap ettiği dinleyici kitlesi adeta bir dekor görevi görmüştür. Ancak hikâye anlatıcısı âşıkların, hikâyelerini plak veya teyp kasetine okumaları, 1970’li yıllarda başla- mış, 1990’lı yıllarda ise özellikle Batı Avrupa’da yaşayan Türklerin dinleyeceği kanaatiyle hızlan- mıştır. Önce sesli olan hikâye anlatımı, daha sonraki dönemlerde görüntülü-sesli olarak video kameralarla tespit edilerek kasetler halinde izleyiciye, daha sonraki dönemlerde ise bilgisayar ortamında< genellikle internet kanalıyla yaygınlaşmıştır. Elektronik alandaki bu gelişme ve buna uygun hikâye etme/anlatma, hikâyelerin anlatımında ve dolayısıyla anlatıcı tipolojisinde değişik- liğe sebep olmuştur. Eser yaratıcısı tarafından seçilen ve anlatma yetkisinin verildiği itibarî/kurmaca hikâye içindeki anlatıcı, /hayalî/soyut varlık olarak içinde bulunduğu anlatı türüne göre yeniden şekil- lenir. Anlatının türünü de hikâyenin musannifi veya yeniden kurgulanmasında yazarı, farklı bir formatta yazar ve nihayet elektronik ortamda hikâyenin anlatıcısı ile elektronik malzemenin (plak, teyp kaseti, video kaset, CD, DVD, vb) yapımcısı, hedef kitleyi düşünerek anlatıcı tipolojisini ve özelliklerini de belirlerler. Hikâye metninin kurmaca dünyasında var olan ve metinde söylenenleri/ yazılanları okuyu- cu veya dinleyiciye aktaran anlatıcı, kimi zaman metnin yaratıcısıymış gibi, kimi zaman dışarıdan bir gözlemci rolünde bazen da her şeye hâkim, ruh çözümlemeleri yapabilen, geçmiş ve geleceği bilen varlıktır. Bir metinde sadece bir anlatıcı tipi olabileceği gibi bazı metinlerde birden fazla anlatıcı tipi olabilir. Perspektive, point of view, focalisation gibi batı kökenli kavramların Türkçe karşılığı olarak kabul gören bakış açısı, metnin anlatıcısının anlatım tarzı olarak da kabul edilir. Bu itibarla hikâyeci veya anlatıcının bakış açısı çeşitli şekillerde tasnif edilip adlandırılır (Yücel Çetin 2016: 55-56).

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2