Sözlü Gelenekten Elektronik Ortama Halk Hikayelerinde Anlatıcı Tipolojisi

490 Prof. Dr. Ayşe YÜCEL ÇETİN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Tahkiyeli metinlerde olay veya olay örgülerinden oluşan anlatı metnini anlatan hayalî bir varlık olarak tarif edilen anlatıcı, eser yaratıcısı tarafından seçilen, işlenen ve anlatma yetkisinin verildiği itibarî/kurmaca/hayalî varlıktır. O anlattığı metni aktarmakla kalmaz, çeşitli yorumlar yapar, derin ruh tahlillerine girer, zaman zaman dinleyici veya okuyuculara mesaj verir. Anlatının kurmaca dünyası içinde yazar veya musannif tarafından yerleştirilen anlatıcı dışında, konumuz olan halk hikâyelerinde anlatının dışında da anlatıcının varlığı söz konusudur. Sözlü ortamda icra edilen hikâye anlatıcısı/ icracı, zaman zaman anlatıya müdahil olur ve kendi düşüncesini ifade et- mek yanında, ihtiyaç duyulması halinde açıkmlamalarda bulunur. Metin dışı anlatıcı, sadece yine metin dışı olan bir anlayana (dinleyici/okuyucu) hitap eder. Böylece, anlatıcı ile okur arasındaki mesafe yok olur yahut azalır. Metin dışı anlatıcı olarak adlandırılan bu anlatıcı tipi (Çetin 2010), Başgöz tarafından metinlerde “arasöz” adıyla adlandırılır. Dede Korkut anlatmalarında Lewis ta- rafından (Lewis;1974:93’ten Başgöz 2003:190-197) metne dış anlatıcı müdahelesi, Başgöz ta- rafından açıklayıcı ve öğretici; görüş, yorum ve eleştiriyle ilgili; şahsî serzeniş ve itiraf biçiminde katogorize edilmektedir. Anlatıcı, eser yaratıcısı tarafından eseri anlatmak üzere metne yerleştirilmiş olsa bile oku- yucu/ anlatıcı veya eser yaratıcısı zaman zaman devreye girerek kurmaca metnin içinde, kurma- ca anlatıcılarla birlikte görülebilir. Sahnelenen oyunlar gibi tamamen gösterime bağlı ya da halk hikâyelerinin icrası esnasın- da anlatıcı-dinleyici ilişkisinden kaynaklanan yarı gösterime bağlı anlatımlarda metnin yaratıcısı, kendisini metninin içinde tamamen bulamaz. Zira sahnelenen oyun metninde veya hikâyelerin icraları esnasında, oyuncu veya anlatıcı; hatta yazılı metinlerden okunarak dinlenen metinlerde bile izleyici veya dinleyiciler ile anlatılan zaman ve mekâna bağlı kimi değişiklikler olur. Gösterim- ci yaklaşım (performans teori) ile izah edilebilecek bu durum, anlatıcı ve bakış açısı konusunda yapılan çalışmalar ile bire bir örtüşmeyebilir. Zira epik tiyatroda olduğu gibi anlatıcı veya yazılı metinin okuyucusu, dinleyici kitlesine göre sık sık metne müdahale edebilir. Hatta hikâye mu- sannifi olan âşıklar, kendi yarattıkları metinlerin icraları anında bile metne ilaveler ve çıkarmalar yapmak suretiyle müdahale ettikleri gibi, metnin manzum kısımlarını eksiltip fazlalaştırabilir ya da şiirlerde değişiklik yapabilirler. Bu değişiklikler, bir yandan geleneğin icabı olarak sözlü ortamda icra edilen ve anlatım esasına dayanan bir yapıya sahip olması, bir yandan da icra ortamının değişkenlik göstermesine bağlıdır. Metin dışı anlatıcı olarak ifade edilen icracı anlatıcı dışında, elektronik ortamda anlatılan hikâyelerde metin dışı, icracı anlatıcı da olmayan bir başka anlatıcı tipi daha bulunmaktadır. An- latı/ hikâye, gelenek ve hikâye anlatıcısı konusunda bilgi veren, anlatıcı ve hikâyeyi takdim eden bir anlatıcı tipi bulunmaktadır ki, bu anlatıcı da dış anlatıcı kategorisinde değerlendirilmelidir. Elektronik ortamda icracının aradan çekilmesi, sadece ses veya görüntüsüyle hikâyeyi an- latması, yeni bir anlatı ortamının da oluşmasını sağlamaktadır. Anlatıcı âşık, geleneğin yaşandığı mekânları bildiği için, alanın dışında, geleneği bilmeyen veya tanımayan dinleyici kitlesine de hem gelenek hem hikâye hakkında bilgi vermektedir. Bu durum hikâyenin kurmaca yapısı içinde bulu- nan anlatıcı dışında başka bir anlatıcı tipinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Halk hikâyeleri ve icrası hakkında bilgi vererek başlayan hikâye anlatımında, icracıdan önce sunuculuğu üstlenen bir anlatıcı yer alır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2