Tanzimat Edebiyatı

15 2.4.1.5 Tanzimat Döneminde Tiyatro Anahtar Kelimeler: Türk Edebiyatı, Yeni Türk Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı. Türk seyircisi Tanzimat’a kadar onun canlı şekli olan orta oyunu ile sahneyi tanıyor ise de bunun batılı manada tiyatro ile bir alakası yoktur. Bu nevi memleketimize Tanzimat ile girmiştir. Tiyatro edebiyatı bizde Şinasi ile başlamıştır. Ancak Şinasiden evvel yazdıkları anlaşılan iki tiyatro (Vekayi-i Acibe ve Havadis-i Garibe Kefşger Ahmet, Hikaye-i İbrahim Paşa ve İbrahim-i Gülşeni) tecrübeleri tamamıyla gizli kaldıkları için, tiyatro edebiyatımız üzerinde herhangi bir tesir uyandırmamışlardır. 1863-1864 yılında Mannac’ın kumpanyasının teşekkülüne kadar, halkımız yabancı dilde trajedi, dram, komedi, opera ve operet seyreder ancak Türk seyircisi 20 sene sonra ilk defa Hacenin Telaşı ve Odun Kılıç komedisi ile Türkçe eserle karşılaşır. Tanzimat’ın daha ilk yıllarında İstanbul da tiyatro binaları yapılmaya başlanmış ve yabancı tiyatro toplulukları zamanla yerlerini yerli topluluklara bırakmışlardır. Ancak bu gelişme 30 yıl içinde olabilmiştir. Hacı Laup, Hasköy,Ş ark ve Ortaköy tiyatrolarından sonra 1867 de Gedikpaşa’da Güllü Agop tarafından kurularak, yarı resmi bir himaye görmüş ilk ciddi Türk tiyatrosu Osmanlı tiyatrosudur (Tiyatro-i Osmani). Türkçe olarak tercüme, telif, opera, operet, komedi, trajedi hülasa zengin bir repertuarla işe başlar. Ahmet Vefik Paşanın eserlerinin bir kısmı, Teodor Kasab’ın eserleri, Ali Beyin eserleri, Ahmet Mithat’ın Eyvah’ı, Şemsettin Sami’nin Besa’sı, Ebu Ziya’nın Eceli Kaza’sı, Abdülhak Hamit’in ilk piyesleri tiyatronun gelişimi için edebi bir heyetin teşebbüslerinin mahsulü olur. 1860-1880 arasında çok sayıda tiyatro eseri yazılır. 1880’den sonra tiyatro eseri yazmaya karşı duyulan rağbeti azaltır. Ancak bu devirde yazılan birkaç eser sahnede oynanmak için değil okunmak için kaleme alınmıştır. 1884’de II. Abdülhamit tarafından A. Mithat’ın Çerkez Özdenler adlı dramın oynanmasından sonra hürriyet duygularının aşılandığı bahanesiyle tiyatro binası yıkılır ve devrin içinde bulunduğu nazik durum dikkate alınarak sahne faaliyeti bir müddet durdurulur. Tanzimat devrinde tiyatro türünün asıl verimli yılları 1870-1880 arasıdır. Bu yıllarda Tiyatro-i Osmani ciddi çalışmalarını devam ettirirken Türk yazarlarının da piyes yazma hevesleri günden güne artmıştır. Genç yazarların bir kısmı Osmanlı Tiyatrosunun edebi heyetine girerek çalışmaları daha ciddi bir kontrol altına aldılar. Bunlardan Ali Bey “Kokana Yatıyor (1870), Geveze Berber” isimli komediler yazmıştır. 1870 den sonra piyes yazmayı deneyenlerden biri de Recaizade Ekrem Beydir. Afife Angelik(1870), Vuslat (1874), Atala (1872-tercüme) adlı eserleri yazmıştır. Namık Kemal 1872’de Vatan Yahut Silistre’yi yazdı. Gülnihal, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Celalettin Harzemşah adlı eserleri, 1872-1885 arası mahsulleridir. Ahmet Mithat Efendi Eyvah isimli dramında evlenmedeki eski adetlerin tenkidini yapar. Abdülhak Hamit’in bu sahada Tark, İçli Kız, Duhteri Hindu adlı eserleri tanınmış eserleridir. Tanzimat devrinde tiyatro yazanlardan birisi de Şemsettin Sami Bey’dir. Besa yahut Ahde Vefa (1875), Seydi Yahya (1875), Gave (1878) adlı tiyatro eserleri vardır. Ayrıca bu devirde Manastırlı Rıfat’ın “Osman Gazi (1873), Görenek, Ya Gazi Ya Şehit (1874)”, Hasan Bedrettin Paşanın “Iskad-ı Cenin, İkbal”, Ebu Ziya Tevfik’in “Eceli Kaza”, Şemsettin Sami’nin “Şir”, Muallim Naci’nin “Heder (1910)”, Feraizcizade Mehmet Şakir’in “İnatçı yahut Çöpçatan (1885), Teheül yahut İlk Gözağrısı(1886)” isimli eserler dikkati çeker.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2