Tanzimat Edebiyatı

18 2.4.1.6 Şiirdeki Yeni Açılım Anahtar Kelimeler: Türk Edebiyatı, Yeni Türk Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı. Tanzimat şiiri hiçbir zaman belirli bir sınıfın şiiri olmamıştır. Ortak oluşu ve ortak düşünceyi birinci plana getirmiştir. Bunu da gösterişli bir Avrupa etkisiyle yapmıştır. Şiirle faydalı, ülkücü ve inkilapçı heyecanlar millete aşılanmaya çalışıldı. Bu yüzden eskiye göre, şiirin içeriğinde önemli değişiklikler meydana geldi. Divan şiirinin konuları yerini yeni konulara bıraktı. Tanzimat devrinde Avrupa edebiyatından birçok eser dilimize çevrildi. Bu tercümeler sayesinde ölüm felsefesi doyasıya tabiat tasvirleri varlıklar ve olaylar karşısındaki insan tavırlarının değişik ifadeleri gibi konular Türk şiirine girdi. Türk şiirinin başka bir konusu olan hakiki kadın aşkı Türk zevkine ve Türk ahlakına uygun olarak Türk şiirinde kendine layık olan yeri bu dönemde buldu. Özellikle o döneme kadar hemen hemen hiç kullanılmayan hürriyet ve vatan temaları da bu dönemde şiire girdi. Tanzimat şiirinin ilk zamanlarında şiir cümlesi mısra ve beyit ölçüleriyle söylenmekle beraber, giderek şiirde toplu güzellik anlayışına önem verildi. Bu durum Tanzimat şiirinde bir musiki yönünün eksik kalmasına neden oldu. Tanzimat nazmı Muallim Naci zamanında ve Servet-i Fünun şiirine kadar genellikle ihmal edilmiş seslerle söylenmiştir. Ancak Namık Kemal ve Hamit bu ses noksanını mısralara verdikleri heyecan ve yücelikle gizleyebilmişlerdir. Tanzimat şiiri divan şiirinden tamamen kopamamıştır. Divan şiirinde en çok bağlı kaldığı unsurlar teknik unsurlardır. Bu devirde hece veznine olan ilgi biraz artmışsa da aruz eski hâkimiyetin devam ettirmiştir. Divan nazmının şekilleri ve sanatları da tamamıyla atılamamıştır. Bu nedenle Tanzimat devrinde nazım şekillerinde bir bütünlük görülmez. Tanzimat şiirinin gelişmesinde tercüme şiirin büyük etkisi vardır. Bu yüzden, şiirin eski hâkimiyetine son verilerek eserler daha çok Avrupa'dan esinlenen düşüncelerden ilhamını aldı. Şinasi'nin Tercüme-i Manzumesi'ndeki şiirlerinde başka Ethem Pertev Paşa'nın Sadullah Paşa'nın Recaizade ve Muallim Naci'nin şiir tercümeleri Türk şiirinde yeni bir zevkin ve yeni bir anlayışın ifadeleridir. Yeni şiire Avrupai şekli ve kafiye tarzını veren ilk şair Hamid'dir. Şairin Duhter-i Hindu (Hindu kızı) eklediği Avrupai tarzı kafiyelendirilmiş bir manzumesi yeni Türk nazmında Avrupai şeklin ilk te'lif örneği sayılmaktadır. Şiirin konusu genişletilmiş günlük hayat ile her türlü olay, duygu ve düşünce şiire konu olmuştur. İlk zamanlarda divan edebiyatı nazım şekillerinin dışına pek çıkılmamış yeni düşünceler eski şekiller içerisinde söylenmiştir. Sonraları yeni fikirler yeni şekillerle ifade edilmeye başlanmıştır. Yeni nazım şekilleri önce Fransızca'dan yapılan manzum tercümelerde görülmüş telif şiirlerde çok sonra kullanılmıştır. Beyitlerin başlı başına bir bütün olmasıyla yetinilmeyip bütün mısralar arasında bir anlam bağı bulunmasına dikkat edilmiştir. Divan şiirindeki parça güzelliği anlayışı yerine bütün güzelliğine önem verilir. Şiirin başından sonuna kadar belirli bir düşünce etrafında gelişmesine ve konu birliğinin sağlanmasına çalışılır. Tanzimat şiirinin temaları divandan çok farklıdır. Aşk, rindlik, tevekkül, fanilik, kötümserlik, duyguları burada hemen hemen şiirin dışına atılmış, en çok sosyal temalar işlenmiştir. Vatan sevgisi, milletin yükselmesi, hürriyet aşkı, haksızlık ile savaş, yüce ülküler için ölmek, fedakârlık, Osmancılık, ümmetçilik görüşleri... tabiat, fen, teknik, terakki, birlik, ilerilik, adelet fikirleri Tanzimat şiirlerini başlıca temalarıdır. Tanzimat’ın ikinci dönem şiirlerinde yine bu temalar ile birlikte aşk, ölüm vs, gibi fendi temalar ve felsefi düşünüşün ağır bastığı görülmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2