Tanzimat Edebiyatı

4 2.4.1.1. XIX yy’ın İkinci Yarısında Osmanlı Devleti (Genel Değerlendirme) Anahtar Kelimeler: Türk Edebiyatı, Yeni Türk Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı. XIX. yüzyılın ikinci devresine Osmanlı Devleti, çeşitli karışıklıklar içinde girmiştir. 1768/1774 Osmanlı-Rus harbinde uğranılan ağır mağlubiyet, bu çalışmaların orduda fazla bir şey değiştirmediğini açıkça ortaya koymuştur. KÜÇÜK KAYNARCA ANTLAŞMASI’NI müteakip 1783 yılında Müslümanlarla ait ilk toprak parçası olan KIRIM’IN ELDEN ÇIKMASI , İslâm âleminde büyük bir üzüntü ve endişeye sebebiyet verdiği gibi Osmanlı devlet adamlarını ciddi tedbirler aramaya sevk etti. I. Abdülhamit ’in 1789 Nisan’ında ölümü üzerine tahta çıkan III. Selim , bu tedbirlerin başında Batı müesseselerinin alınmasını görüyordu. Sultan III. Selim tahta çıkışına müteakip Avrupa’yı iyice tanımak amacıyla Ebubekir Ratıp Efendi’yi 1791’de elçi olarak Viyana’ya gönderdi. Ratıp Efendi’nin sekiz yıllık gözlemlerinin sonunda padişaha sunduğu Sefaretname ’sinin, Sultanın uyguladığı reformlar üzerinde büyük etkisi olmuştur. Sultan III. Selim’in ıslahatları, askerî ağırlıklı kısmı müessese reformları olmaktan öteye gidemedi. Bu dönemde Avrupa’ya gönderilen elçiler gittikleri ülkeleri yakından tanıma fırsatı bulmuş, memlekete dönüşlerinde yenilik hareketlerinin gerçekleşmesinde değerli hizmetler ifa etmişlerdir. Ne var ki III. Selim’in başlattığı ıslahatlar hedefine ulaşamadı. Gerek iç ve dış politikadaki istikrazsızlıklar, gerekse inanmış bir ıslahat ekibinin kurulamaması, fakat bunlardan da önemli olarak yeniçeri, ulema ve âyanların başlangıçtan beri ıslahatlara karşı sürdürdükleri düşmanlık ve kışkırtmalar, Sultan III. Selim’in hayatına mal olduğu gibi, onun başlattığı reformların da sonu oldu. Nizâm-ı Cedîd ordusu dağıtıldı. Islahat taraftarları sürgüne gönderildi. II. Mahmut zamanı, garplılaşma tarihinde tamamıyla ayrı ve yeni bir devrin başlangıcıdır. II. Mahmut yeniçerileri ortadan kaldırarak, Anadolu ve Rumeli’deki merkezi idareyi büyük bir nispette kuvvetlendirmiş oluyordu. Ortadan kaldırılan Yeniçerilerin yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni talimli bir ordu kurulur. Ayrıca bu dönemde birçok yeni okul açılır. İlköğretim mecburiyetini koyan meşhur ferman da bu devirde neşredilmiştir. Yine bu devirde Avrupa’ya eğitim için 150 kadar öğrenci gönderilir. Takvimi Vakayi adıyla bir gazete çıkarılır. Devlet teşkilatı yeni baştan tanzim edilir. Böylece Avrupa’daki emsaline benzeyen yeni tarzda bir kabine teşkiline doğru ilk adım atılmış olur. Aynı zamanda önemli devlet kurumlarını müzakere ve halletmek maksadıyla "Ahkâm-ı Adliye" ve "Dar-ı Şüray-i Bab-ı Âli" adiyle iki meclis kurulur. III. Ahmet devrinde Batının askeri eğitimi ve teknolojisi konusundaki bilgilere imparatorlukta önem verilmeye başlanmıştır. Yine bu yıllarda Yirmisekizinci Mehmet Çelebi, Nişli Mehmet Ağa gibi devlet katında görevli kimseler Avrupa’nın "ahvali"ni öğrenmesi için çeşitli başkentlere elçi olarak görevlendirilmiştir. Batının askeri kuruluşlarından örnek alma çabaları I. Mahmut (730-1754), I Abdülhamit ve özellikle III. Selim zamanında (1789-1807) hızlanmış fakat geleneksel Osmanlı kültürün tepkisi ve geçimleri tehlikeye girerlerin birleşen akımlarıyla bir daha sekteye uğratılmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2