Tatar Geleneklerinde Havlu, Peşkir, Silgi

471 “Urfa Bölgesi Taş İşçiliği Ve Urfa Taşçılığındaki Dil ve Terminolojinin Saptanması” Maddi Kültür Tercümesi; Ey ev sana hüzünle girilmesin. Ne güzel evdir ki, bütün misafirler gelebilir. Bu akdi sana sahib olanlar asla bozmasın. Misafirler hiçbir zaman darlık çekmesin. (Tercüme Ahmet Baki) “Mimari yerleşme açısından Urfa evleri bitişik bazen de iç içe girmiş karmaşık düzende bir yerleşme görülmektedir. Urfa sivil mimarisinde çoğunlukla açık avlulu, eyvanlı, zerzembeli gibi ortak özellikler görmek mümkündür. Bu evde de yine bahsedildiği gibi iki katlı, avlulu, eyvanlı ve havuzlu olarak geleneksel Urfa evlerinin plan ve mimari özelliklerini yansıtmaktadır.” (M.Ali DOĞAN Sanat Tarihi Raporu) Dışarıdan bakıldığında cepheleri son derece sade görünen bu evin avlusuna girilince ya- pının görkemi, süslemelerinde ki ince dokunuşlar ve sanatkârlık fark edilmektedir. Bu özellikte yine Geleneksel Urfa Evlerinin genel özelliklerindendir. Geleneksel Urfa Evlerinde, planlama içe dönüktür. İçe dönük olan yapıların cepheleri sade tutulup, avlu cepheleri oldukça süslü ve beze- melidir. “Avlunun güneyinde yer alan ve Selçuklu medreseleri eyvanlarını hatırlatan abidevi ey- van, avlunun kuzeyindeki odalar üzerinde bulunan tutya çatılı, avluya taşan konsollara oturtulmuş zarif köşk, avluya bakan cephelerdeki zengin taş süslemeleriyle ve odalarındaki ahşap işleriyle adeta küçük bir sarayı andırmaktadır.” (M.Ali DOĞAN Sanat Tarihi Raporu) 4. URFA TAŞÇILIĞINDAKİ DİL VE TERMİNOLOJİNİN SAPTANMASI Yukarıda mimari olarak farklı işlev ve niteliklere sahip ve tarihi olarak da birbirlerinden farklı dönemlerde farklı tekniklerle yapılmış üç eser incelendi. 1-Göbeklitepe, M.Ö 12 bin yıl öncesi ait tapınak olduğu düşünülen “T” şeklindeki mimari öğeler ve bu öğeler üzerinde kabartma hayvan figürleri. 2-Urfa Kale Eteğinde kayalık zemine oyularak oluşturulan kaya mezarları ve bu mezarlar içerisinde yer alan mozaik ve freskler. 3- Geleneksel Urfa Evleri ve Hacı Bekir Pabuççu Evi. Bu eserlere dikkat edildiğinde hepsi özellikle kendi dönemleri için oldukça kıymetli eserlerdir. Bu eserler iyi bir mimari anlayış ve kurgu ile birlikte oldukça titiz bir işçilik ve sanatkâr- lıkla taşların işlenmesi ile ortaya konulmuşlardır. Günümüzde yine bu taş işçiliği bölgede devam etmektedir. Göbeklitepe veya kaya mezarı mozaiği yapılmasının anlamı ve gereği yoktur ancak taş işçiliği ve taşın işlenmesi özellikle tarihi yapıların restorasyonları, (Hacı Bekir Pabuççu Evi’nin restorasyonu gibi) sayesinde devam etmektedir. Bu işleri yapan ustalar yine geçmişten gelen ve bölgede kullanılan kendi aralarında anlaştıkları teknik bir dil kullanmaktadırlar. Bu çalışma ile söz konusu bu dile ait terimler ortaya çıkarılmıştır. Bu dil somut olmayan bir miras olduğundan ve gelecek nesillere iletilebilmesinin önemi açısından araştırılmaya değer görülmüştür. Çeşitli taş ustaları/işçileri ile görüşülerek bu terimler saptanmaya çalışılmıştır. Urfa bölgesinde yer alan taş ustaları ile görüşülmüş ve terimler saptanmıştır. Kullanılan dil ve kelimeler genellikle Arapça’dır. Halep bölgesinden yakın zamanda Şanlıurfa’ya gelen taş işçilerinin de bu terimleri kullandığı ve

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy