Televizyon ve Yeni Medyada Yöresel Türk Yemek Kültürlerinin Yeniden Üretimi

403 Televizyon ve Yeni Medyada Yöresel Türk Yemek Kültürlerinin Yeniden Üretimi Maddi Kültür gözetiminde modern gündelik yaşam örgütlenmesi yemek pişirme kültürünü, pişirme becerilerini zayıflatmıştır. Kuşaktan kuşağa özellikle kadınlar üzerinden aktarılan zengin yemek kültürü mad- di ve söylemsel düzlemde gerilemiştir. Babadan oğula geçerek meslek olarak yapılan aşçılık, ya da işletmecilik örnekleri sürerken, küresel yemek firmalarının sunduğu hızlı yemek kültürü büyük bir ilgi ve açlıkla karşılanmıştır. Yerel yemek kültürlerini temsil eden geleneksel ev yapımı yemek- lere özellikle genç tüketicilerin ilgisi azalırken, çalışma ve eğitim yaşamının sıkı örgütlenmesi de başlı başına bu pratikleri zayıflatmıştır. Ayrıca hazır yemek paketleri market raflarında hayatı kolaylaştırmak üzere, bir zaman sorunu yaşayan kent sakinlerine sunulurken dışarda yemek yeme kültürü sosyalleşme, eğlen- me, gezmenin ayrılmaz unsuru olarak AVM’lerde insanları yakalaya dursun, medya endüstrisi de yiyeceklere, yemek pişirmeye ilişkin ritüelleri, zengin bilgi ve tecrübeleri program malzemesi haline getirmekte seyirlik nesneye dönüştürürken, yitirilen becerileri, unutulan pişirme biçimlerini usul ve erkânlarını yeniden canlandırmaktadır. Bir bakıma bir yandan beceriksizleştirilen kadın ve erkeklere gündüz kuşaklarında ve digital platformdaki tematik kanallarda (beIN Gurme TV, vd. kanallarda…) aralıksız dünya mutfakları, yerel yemek kültürü ya da kategorik olarak ayrılan yemek türleri, tüm yiyecekler stüdyoda programın ana bölümlerinden biri olarak ya da başlı başı- na program olarak seyirciye akşam ve gece saatlerinde de sunulmaktadır. Programlar akarken, izleyemeyenler için kanal ya da programların internet sayfalarından indirilip bilgisayar ya da diğer mobil cihazlardan yeniden izlenebilmektedir. Kuşaklar Arasında Yemek Kültürünü Aktarma Pratiklerinin Zayıflaması Öğrenim gören, meslek edinmeye odaklanan, sonunda ücretli çalışma hayatına giren ka- dınlar, bu rol ya da sorumluluğu üstlenmeleri olmazsa olmaz bir koşul ya da durum olmaktan görece çıkarken ailelerindeki önceki kuşak kadınlardan yemek kültürünü öğrenme, sürdürme ilgi ve becerilerinden, geleneksel gerekçelendirmelere dayandırılan zorunluluklardan uzaklaşmışlar- dır. Böylece aile içinde özellikle kadınlar üzerinden sürdürülen yemek pişirme pratikleri kuşaktan kuşağa aktarılamamıştır. Yemek pişirme, mutfakta zaman geçirme, ev içi diğer pratikler, başka üretimlere ayrılacak zamanları tüketen, karşılığı olmayan faaliyetler olarak da gizli, açık bir kü- çümsemeye maruz kalmıştır. Modernleşme, bireyselleşme, ilerleme yorumsamalarının bir kısmı da uzunca bir süre bu tür bir çerçeve sunmuştur. Kentlileşme sürecinde gündelik hayatın örgüt- lenme biçiminin ev içi yaşam pratiklerine çok fazla zaman bırakmaması, dışarda, yeme mekân- larının popülerleşmesi, küresel fastfood mekânlarının salgın halde ilgi çekmesi, bir değer olarak sunulması süreci yaşanmıştır. Bu ve benzeri yeme içme yerlerinin çalışanlar için hızlı karın do- yurma hizmeti sunması, öte yandan evin dışında zaman geçirme, eğlenme, dinlenme mekânları arasında başı çekmesi de bir faktör olmuştur. ”Ev yemekleri”nin hızlı yiyecek ve yemek endüstrisi karşısında yerinin sarsılması, ekonomik mantıkla yönlenmiş restorant ve benzeri yemek endüst- risini güçlendirmiştir. Temiz mekânlarda “eski ev tarzı yemekler” sloganıyla artık evde yapılma zamanı azalan, becerisi kaybedilen yemekler, fastfood’a karşı daha sağlıklı yemekler isteyenlere önerilmiştir. Yöre mutfaklarını temsil eden restorantlar da kentlerde yerini almıştır: “Osmanlı mut- fağı, “Selçuklu mutfağı”, “Antakya mutfağı” “Kayseri Mutfağı, “Bolu-Mengen mutfağı”, vd. Büyük bir ekonomik getirisi olan turizm sektörünün bel kemiği ulusal yemek kültürleri ve dünya mutfaklarıdır. Turistik işletmeler özellikle yerel yemek kültürlerini, onlara ait yiyecek, içe-

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy