Tunç Çağları

1. 5. 1. 4. İnanç Anahtar Kelime: İdoller, güneş kursları, ana tanrıça, stel ve sunaklar, dini yapılar. Neolitik dönemden itibaren devam eden Ana Tanrıça Kültü ’nü temsil eden, aynı zamanda bereket ve çoğalma ile ilgili idoller ve heykelcikler, çağın inanç sisteminde önemli bir yer tutar. Tanrı/tanrıçanın simgesi veya onlara sunulan adak eşyası olarak nitelenen idoller , ev ve avlularda, kutsal alanlarda ve mezarlarda açığa çıkarılmıştır. İdollerin çoğu kil, mermer ve metalden yapılmış baş, boyun ve gövdeden oluşan şematik insan betimleridir. Batı, Güneybatı ve Orta Anadolu’da yoğun oldukları gözlenen soyut şekilli örneklerin yanında yüz ayrıntıları verilmiş, kısa kollu ve giyimli idoller de mevcuttur. Anadolu’nun pişmiş topraktan yapılmış figürin ve idolleri, bölgelere göre farklı özellikler taşırlar. Çoğu bölgede soyut örnekler yer alırken, Eskişehir / Afyon çevresinde ve Orta Karadeniz Bölgesinde plastik görünümlü figürinler ağırlıktadır. Orta Anadolu’da Kültepe’de ele geçen kurs vücutlu mermer idoller, bir veya birden fazla üçgenimsi başları ve uzun boyunlarıyla tanrı, tanrıça ve ailesini temsil eder. Bir kısmının gövdelerinde uzanmış, kabartma olarak gösterilmiş hayvan, daima aslandır. Mabet ve mezarlara birer kült ve adak eşyası olarak bırakılan kurs vücutlu mermer idollerin yanında giyimli ya da çıplak, tahtında oturan kadın heykelcikleri açığa çıkarılmıştır. Tahtlarında oturan bu heykelcikler, daha sonra Koloni Çağında gelişen ve özel bir tarzı olan kadın tanrı tipinin M.Ö.III. binin son çeyreğinde yaratılmış öncüleridir. Eski Tunç Çağı’nda kuzeyin dini inanışları ve ölü kültüyle alakalı en önemli eserler, Alacahöyük’teki krali mezarlara bırakılmıştır. Törenlerde birer kült standartı / alemi olarak tasarlanan güneş kursları bölgeye hastır. Araştırıcılar, etrafı ışınlarla bezeli kurs çemberlerinin, göğün, gök kubbesinin ve gök ışınlarının soyut sembolleri olduğu düşüncesinden hareketle, kursların aynı zamanda Güneş Tanrısının sembolü olduğunu düşünmektedir. Kursların bazılarının yay çemberi içinde sıklıkla geyik ve boğa, nadiren aslan gibi hayvanlara rastlanır. Kimi zaman kurslarla sap arasında bir çift boğa boynuzu yeralmıştır. Mezarlara kursların dışında, heykel şeklinde tasarlanmış boğa ve geyikler de bırakılmıştır. Dönemin inanç sisteminde önemli bir yer tuttukları düşünülen boğa ve geyikler, daha sonraki çağda Tanrıların kutsal hayvanları olarak tekrar karşımıza çıkacaktır. Mezarlara bırakılan din ve kültle ilgili diğer eserleri, Ana ve Koruyucu Tanrıçayı simgeleyen madeni idoller ve insan heykelcikleri oluşturur. Ellerinde kaplar taşıyan ve yiyecek, içecek sunma görevi yapan bakırdan çıplak kadın figürleri, aynı zamanda ölüye öteki dünyada eşlik etmektedir. Orta Anadolu’nun kuzeyinde ana tanrıça ve boğa kültüyle ilgili inancın yaygın olduğu diğer bir yerleşim İkiztepe’dir. Kilden yapılmış bir sunakla birlikte açığa çıkarılan kadın figürinleri, Orta Karadeniz yöresine has özellikler taşıyan Ana Tanrıçalardır. İkiztepe mezarlarına bırakılan mızrak uçları üzerinde görülen, başlarında kabartma diskler yer alan, erkek ve kadın figürlerin Güneş Tanrısı ve Tanrıçasıyla bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Dönemin dini inançlarıyla bağlantılı mimarlık kalıntılarının en güzel örnekleri Batı’da Truva, Beycesultan, Orta Anadolu’da Kültepe ve Doğu’da Pulur’da açığa çıkarılmıştır. Beycesultan’da, Eski Tunç Çağı’nın başından itibaren dini yapılar görülür. Bunlarda yer alan kil steller, daire şeklindeki kil tabla üstündeki çift boynuzlu sunaklar ve sunu kapları yapıların dini işlevini gösterir. Batı’da görülen stellerin bir başka örneği, I.Truva’da açığa çıkarılan insan yüzü betimli olandır. Stel, tanrının soyut bir ifadesi olmalıdır. Truva’da yeni kazılar da açığa çıkarılan I no’lu megaron, sunağı, kutsal ocağı, pişmiş toprak figürinleri, kemik idolleri

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz