Tunç Çağları

1.5.2.1. Asur Ticaret Kolonileri Çağı Anahtar Kelimeler: Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Anadolu-Mezopotamya ilişkileri, Anadolu’da tarihi çağların başlangıcı, Kültepe, Kaniş, Karum. M.Ö. II. Bin yılın ilk çeyreğinde, Anadolu ile K. Mezopotamya arasında çok kuvvetli ve yaygın bir ticaret ağı kurulmuştu. Bu ticaretin yönetim merkezi, Kuzey Mezopotamya’da, Aşağı Zab Nehrinin Dicle ile birleştiği yerin 25 km kuzeyindeki Asur Krallığı’nın başkenti Asur şehridir. Asur şehri, sadece Güney ve Kuzey Mezopotamya arasındaki en önemli nehir yoluna değil, ama aynı zamanda Anadolu’yu İran’a bağlayan önemli kervan yollarına da hakimdir. Anadolu’daki zengin maden yatakları, tarım ve hayvan ürünlerinin çeşitliliği, komşu ülkelerce eskiden beri bilinmekteydi. Daha M.Ö. III. Binin son çeyreğinde, Akadlı tüccarların ticaret için, bugünkü Acemhöyük olarak lokalize edilen Burušhanda’ya kadar geldikleri yazılıdır. Ayrıca Kültepe-Kaniş’te yapılan kazılarda Anadolu-Mezopotamya ilişkilerinin arkeolojik kanıtları da bulunmuştur. Asur Krallığı, Yaklaşık olarak M.Ö. III. Binin sonlarında bağımsızlığını kazanmış ve hemen sonrasında Kral I. Erišum, Asur krallığının geleceğini sağlamak amacıyla, ticarette reformlar yapmış ve Anadolu ile sistemli bir ticareti başlatmıştır. Ticarette devlet tekeli kaldırılmış, serbest ticaretin aile fertleri ve onların kuracağı firmalar tarafından yapılmasına olanak sağlanmıştır. Stratejik bir bölgede, kervan yollarının kilit noktasında kurulmuş olması, doğal kaynakları zayıf olan Asur’un, uluslararası ticaret sisteminin ilk gelişmiş örneğini yaratmasına neden olmuştur. Esası maden ve tekstil ticareti üzerine kurulu ticaret düzeninde, Anadolu'da bulunmayan kalay, gümüş-altın karşılığında Anadolu halkına satılmaktaydı. Hammadde olarak alınan yün de, "Babil modası"na uygun olarak Assur'da dokutulup, Anadolu insanına yine, gümüş ve altın karşılığında satılmaktaydı. Bu ticaret sisteminin Anadolu'daki merkezi Kültepe- Kaniş idi ve Kaniş’e getirilen mallar, Anadolu içlerine kadar dağıtılmaktaydı. Asurlular, kurdukları bu sistemi bir ticaret kolonisi anlamında geliştirmeyi başarmışlar ve yalnız kazanç amacıyla büyük şehirler kurmuşlardır.Yabancı tüccarlar yaşamlarının büyük bölümlerini Anadolu’da veya Kaniş’te geçiriyorlardı. Anadolu bu dönemde “şehir devletleri” olarak yerli krallıklarla, bir tür feodal bir siyasi sistemle yönetiliyordu. Asurluların yerli krallıklar üzerinde siyasi, idari veya askeri hiç bir etkinlik ve üstünlüğü yoktu. Yerliler ve Asurlular, karşılıklı ekonomik yararlar esasına göre anlaşmışlardır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz