Tunç Çağları

1. 5. 1. Eski Tunç Çağı (İlk Şehir Beylikleri M.Ö.3200/3000-2000) Anahtar Kelime: Anadolu , Eski Tunç Çağı, M.Ö.III.Bin Anadolu’da Geç Kalkolitikten Eski Tunç Çağı’na geçiş akıcı ve kesintisiz olmuştur. Sosyal, kültürel ve siyasi açıdan güçlenmeye başlayan Anadolu’da halk daha önceki devirde olduğu gibi yine ziraatçı, hayvan yetiştirici ve dokumacıydı. Ancak bu çağın insanları ticaret ve maden işçiliğinde büyük ilerleme kaydetti. Maden sanatının gelişimi Anadolu halkının sanat yeteneğini arttırdı. Maden işçiliğinde bakır-arsenik ya da bakır-kalay alaşımından elde edilen tuncun yoğunlukla kullanılması nedeniyle bu dönem Eski Tunç Çağı olarak adlandırılmaktadır. Kazılarda ortaya çıkarılan küçüklü büyüklü yerleşim yerleri nüfusun giderek artmakta olduğunu ve bu çağ insanlarının yerli beylerin idaresinde etrafları surlarla çevrili şehirlerde oturduğunu göstermiştir. Eski Tunç Çağı Anadolu’da genel olarak üç ana evreye ayrılmaktadır. Eski Tunç I evresinde (yaklaşık M.Ö. 3200/3000- 2700) birçok bölgede Geç Kalkolitik Çağ’ın geleneklerini sürdüren kültürel bir gelişim söz konusudur. Coğrafyaya bağlı bölgesel özellikler, mimariyi ve yerel sanatın gelişimini de etkilemiştir. Dokumacılık, tarım ve hayvancılığın yanında taş yontuculuğu halen devam etmektedir. Eski Tunç II evresi yaklaşık olarak M.Ö. 2700- 2400 yılları arasına tarihlenir. Bu dönem Anadolu’da Geç Kalkolitik Çağ’da başlayan uygarlık gelişiminin doruğa ulaştığını göstermektedir. Gerçek anlamda kentleşme bu evrede ortaya çıkar. Etrafı surlarla çevrili kentlerde idari ve dini yapılara rastlanmaktadır. Kentlerdeki anıtsal yapılar yönetici bir sınıfın, Beylerin varlığını ortaya koymuştur. Yontma taş endüstrisi halen önemini korurken madenden yapılmış silah, alet ve süs eşyalarında büyük bir gelişme görülür. Yerleşim yeri içi mezarların yanında yerleşim yeri dışı mezarlıklarının sayısı artmaya başlar. Dönemin sonunda Kızılırmak ve Yeşilırmak arasındaki sahada güçlü prenslikler ortaya çıkar. M.Ö. yaklaşık 2400- 2000 yıllarına tarihlenen Eski Tunç III evresi yerel prensliklerin refah içerisinde yaşadığı en zengin dönemdir. Alaca Höyük, Truva gibi kentlerde açığa çıkarılan madeni eşyalar bu zenginliğin göstergesidir. Çevre Kültür bölgeleri ile ticari ilişkilerin yoğunlaştığı bu dönemde kervan yolları daha da önem kazanmıştır. Akkad kralları Sargon ve Naramsin’e ait Mezopotamya belgelerinde Anadolu’nun siyasi ve ekonomik yapısıyla ilgili az da olsa bilgiler bulunmaktadır. Bu belgeler Anadolu’da Hatti, Kaniş, Buruşhanda gibi yerel krallıklardan ve bölgenin zengin kaynaklarından bahsetmektedir. Bu çağda yazıyı bilen, kültürleri yüksek bölgelerle ilişkiler yoğun olmakla birlikte Anadolu henüz yazıyı tanımamaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz