Tunç Çağları

1.5.2.1.5. Sosyal Yaşam ve Ekonomi Anahtar Kelimeler: Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Kültepe, Kaniş-Karumu, Asurlu Tücarlar, Eski Anadolu’da Kadın Hakları. Bu dönem ekonomisi maden ve tekstil ticareti üzerinedir. Asurlu tüccarların Anadolu’da kurdukları ticaret kolonilerinin de amacı, Anadolu’nun bu zenginliğinden faydalanmaktı. Kurulan ticaret sisteminin Anadolu'daki merkezi Kültepe Kaniş-Karum’u yani Kaniş pazar yeri, baş karum/baş pazar yeri idi. Asur’dan yola çıkan tüccarlar 200-250 yüklü eşekten oluşan kervanlarla Dicle, Habur vadilerini geçerek Orta Anadolu’ya erişiyorlardı. Kültepe'ye getirilen mallar, Anadolu içlerine kadar dağıtılmaktaydı. Bu ticaret, belli esaslara bağlı, kanunları ve düzenlemeleri olan bir ticaret idi. Esasen tüccarların, burada ticaret yapabilmeleri için, bu organizasyona dahil olmaları, kayıt yaptırmaları, aidat veya belli bir bedel ödemeleri gerekmekteydi. Buna rağmen kazandıkları bu hak, onlara, kuralsızca ticaret yapma hakkı vermemekteydi; kaçakçılık yapmayacaklar, gümrüksüz mal alıp satmayacaklar, her türlü vergilerini ödeyeceklerdi. Kültepe’de keşfedilen çivi yazılı tabletlerden, iki tarafın da birbirlerine karşı sorumlulukları ve haklarının kayıt altına alındığı anlaşılmaktadır. Asurlu tüccarların krallık bölgesinde ulaşımlarının ve güvenliklerinin korunma altına alınması karşılığında, onların Karum’da ikamet izinleri, ödeyecekleri vergilerin oranı yazılı olarak belirtilmiştir. Sarayın bazı lüks malların ticaretini yasaklaması veya Asurluların kendi hukuk sistemlerine göre yargılanması gibi hak ve kısıtlamalar detaylı olarak belirtilmiştir. Anlaşmalara aykırı davranan tüccarların cezalandırıldığı da yine bu tabletlerden öğrenilmektedir. Bütün bu ticaret organizasyonunun, düzenleyicisi, denetçisi, baş kurumu “ bit karim” idi. Assurlu tüccarların Kaniş‘deki merkez ofisi bit-karim idi. Bir ticaret odası vazifesi de gören Bit-karim aynı zamanda, verginin tahsil edildiği bir merkezdi. Tüccarlar burada, “köprü geçme“ ve “emanet bırakma“ vergisi ödemek zorundaydılar. Ayrıca mahkeme yetikisine sahipti, çünkü bu devirde, tüccarlar arasındaki olası davalar konusunda “ hakem“ sıfatıyla hüküm vermekteydi. Esası maden ve tekstil ticareti üzerine kurulu bu ticaret düzeninde, Anadolu'da bulunmayan kalay, gümüş veya altın karşılığında Anadolu halkına satılmaktaydı. Assurluların Mezopotamya’da da bulunmayan kalayı nereden elde ettikleri bilinmiyor; olasılıkla daha doğudaki ülkelerden ithal ediliyordu. Hammadde olarak Anadolu’dan satın alınan yün de, "Babil modası"na uygun olarak Assur'da dokutulup, Anadolu insanına yine, gümüş ve altın karşılığında satılmaktaydı. Kültepe’de şimdiye kadar keşfedilen metinler, Anadolu’da Asurlu olmayan tüccarların başka tüccarların da ticarete katıldığını göstermektedir. Bunların büyük bir grubunu Amoritlerin oluşturduğu anlaşılmaktadır. Kaniş’te Asurlu ve Anadolu’lu tüccarların yanında, çok az sayıda da olsa Hurri ve Amorit kökenli tüccarların varlığı anlaşılıyor. Bu çağda Assur’lu tüccarlarla eşit ölçüde ticarete katılan yerli, zengin tüccarların varlığı da bilinmektedir. Kültepe tabletleri, Anadolu yerlilerinin sosyal hayatına da ışık tutmaktadır. Bunlar, Anadolu yerlilerinin Eski Mezopotamya’dan farklı bir sosyal yapıya sahip olduklarını göstermektedir. Bu çağda Anadolu’da kadın ve erkek eşitliği sosyal hayatın özünü oluşturmaktadır. Kadın, iş ve yönetimde de kendine yer bulmuştur. Devletin başında kraliçe’nin görev alması gibi, yerli

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz