Türk Halk Kültürü Bağlamında Sosyal Medya

35 Türk Halk Kültürü Bağlamında Sosyal Medyanın Etiketleri ve Bunların Olumsuz Kullanımına Dair Bir Deneme Genel Konular vd., 2009: 167). Ekonomik açıdan sosyal medyanın en çok kullanım amacı günümüzde ekonomi temellidir. Sosyal medya, internetin AVM’sidir. Çakır (2009: 395) ekonomik açıdan kullanıcıların her birinin potansiyel müşteri olarak her türlü bilgisinin, alışveriş hareketlerinin, kredi kartı kullanımlarının ve diğer çevrimiçi ekonomik hareketlerinin izlendiği bir süreç yaşanmaktadır, der. Sayar ve Yalaz (2016: 211) internet, çevrimiçi kullanıcıları menfaatler etrafında sömürgeleştiren bir tutum ser- gilemektedir, diyerek esasen interneti kullanan her bir bireyin güvenlikten kendi iradesiyle fera- gat etmekte olduğunu savunmaktadır. Sayar ve Yalaz (2016: 191) bu konuda internette elmas yüzüğünü satışa çıkaran 43 yaşındaki James Sanders’in hırsızlar tarafından öldürüşünü örnek vermektedirler. Baydar (2016: 128) ise sosyal medyanın ücretsiz olmasına rağmen dünyanın en büyük kâr oranına sahip olmasını şu şekilde açıklamaktadır: “Eğer ürün için bir ödeme yapmıyor- san, o zaman üzerinden kâr edilen ürün bizzat sensin demektir.” Bu açılardan bakıldığında sosyal medyanın içerik maliyeti kullanıcı açısından çok düşüktür. Bu nedenle özgürlük kazandıran bir ortam olarak algılanmakta (Fidan, 2017: 326) ancak kullanıcılar trendi belirleyen kuruluşlar tara- fından tüketici olarak görülmektedir. Çakır (2014: 405) küresel kitle kültürünün etkisiyle şiddetin bilgisayar oyunlarına, çizgi filmlerine hâkim olduğu görüşünü savunmaktadır. Buna göre eğitici videolar ya da çizgi filmler tarih olmuş, nostaljik bir bakış açısıyla ele alınmakta; sürekli hareketin, sürekli şiddetin temel alındığı; aileyle, öğretmenlerle, ebeveynlerle, çalışmayla dalga geçen, çalışanı aşağılayan, arka- daşlarına türlü tuzaklar ve hakaretler içeren yayınlar alabildiğine tüketilebilir durumdadır, şeklinde tespit etmektedir. Dolayısıyla sosyal medya ortamlarından üretilen ve tüketilen bir içerik; doğru- dan bir bölge halkının yerel kültürünü, etik değerlerini, ahlakî tutumlarını tehdit edici olabilmekte- dir. Son zamanlarda sosyal medya sitelerinde sıkça rastlanılan ve Maarif Müfettişi Doğan Ceylan tarafından yazıldığı 6 belirtilen bir yazıda şu sözler paylaşılmaktadır: “Hayatın gerçekliklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor. Şehitler için gözyaşı döken kendi ana babalarını anlamıyorlar. Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar. Yanı başımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen on binlerce insan onları hiç il- gilendirmiyor. Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor... Bu sorunu Devlet derinden hissetmeli. Bu sorunun çözümü için ciddi çalıştaylar düzenlenmeli. Öğretim prog- ramları ve ders materyalleri revize edilmeli. Okulların duygu eğitimi konusunda rolleri artırılmalı...” Medyanın oluşturduğu algı açısından bakacak olursak örneğin Türk Dünyası ilişkilerine milyon dolarlarca yatırım yapılırken tek bir dizi, film veya sosyal medya üzerindeki bir paylaşım, Türk Dünyası vatandaşlarının ilişkilerini zedeleyebilmekte ve anlık olumsuzluklar yaşanabilmek- tedir. Buradan anlaşılacağı üzere sosyal medyayı kullanan hemen herkesin ortak kanaat getirdiği ancak süreç içerisinde anlamlandıramadığı sorunların temelinde içerik ve içeriğin yönetimi esas rolü oynamaktadır. Keza bugün “Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu” ile basılan eserler kontrol edilirken Türk gençliğinin sosyal medya ortamlarında maruz kaldığı olumsuz içeriklerin kontrolü sağlanamamakta, etik değerler eğitimi yetersiz kalmakta öte yandan kültürel kavram ve anlamlara dair içerikler anlık olarak değişebilmektedir. 6  “Büyük Tehlike: Duygusuz Nesil”, http://www.egitimajansi.com/haber/buyuk-tehlike-duygusuz-nesil-ha- beri-51046h.html, E.T. 15.12.2017.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx