Türk Halk Kültüründe Dünden Bugüne Kamu Kazanları

94 Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sürur ÇELEPİ T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Yemek kültürünün belirginleştiği ve etkin olduğu alanlardan biri toplu yenilen yemeklerdir. Bireysel yeme alışkanlıklarının yanı sıra, toplulukla beraber yenilen yemeklerde kültürel belleğin aktarımıyla kazanılmış davranış kalıpları belirginleşir. Türklerin de kültürel belleklerindeki kod- lamalar hem bireysel hem de toplu yemek kültürünü düzenler. Toplumların tarihsel süreklilik ve ortak deneyimle inşa ettikleri ve günümüze aktardıkları törenleri, birçok kalıt değerin bir araya gelmesiyle şekillenir. Takvim belleği, ekolojik dengeye bağlı hayat devamlılığı, belirgin olayları anma kararlılığı, dinî ritüeller, beşeri hayatın gereksinimleri törenlerin icra edilmesinin koşulları iken törenlerdeki ayinler, eğlenceler, toplu gösteriler, sporlar ve yemek törenlerin icrasındaki te- mel değerlerdir. Her topluluk kültürel kimliğinin yansıması olan törenlerinde, toplumsal ve yerel kimliğinin unsuru olan yemeğini icracı ve katılımcılara sunar. Bu sunum artık sadece bir karın doyurma işlemi değil, tören sahibi ve icracısının törenin düzenlenme amacının gerçekleşmesi ve meşruiyet kazanması için sundukları ve Tanrı’ya ulaşma arzusunun neticesi olan bir kurban ve aynı zamanda tören sahibi, icracı ve katılımcılar arasında kültürel bir bağdır. Bu kültürel bağ geçmişi yaşatırken geleceği şekillendirir. Törendeki yemeği yiyen katılımcılar, böylelikle meş- ruiyet dilenen amaca izin vermiş olurlar. Bu bağlamda törenlerdeki en önemli aşamalardan biri topluca yenilen yemeklerdir. Kadim Türk kültüründen bu yana birçok törende insanlar bir araya gelerek törenin amacına uygun olarak sunulan yemekleri önemsemekte ve bu yemeklere farklı işlevler yüklemektedir. Zamanla yemeğin sunuldukları törenler kadar, sunulacak yemekler, ye- meklerin hazırlandığı mekânlar, kullanılan özel pişirme ve hazırlama aletleri, sunum ve yemeği yeme kuralları belirgin alanlar oluşturur. Bu bildiride genel olarak “Kamu Kazanları” ifadesi hem topluca yenilen yemekleri hem de yemeklerin pişirildiği ve zamanla simge haline dönüşen büyük yemek kazanlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır. Öncelikle “kamu” kelimesinin anlam alanına ve yemeğin pişirildiği kazanla oluşturduğu anlam alanına bakmak gerekir. 1. Resmî Kamu Kazanları Güncel Türkçe Sözlükte “Kamu” kelimesinin “halk hizmeti gören devlet organlarının tümü”, “bir ülkedeki halkın bütünü” ve “hep, bütün” olmak üzere üç anlamı verilmiştir. Söz konusu tanım- lara göre kelimenin hem resmî hem de sivil alanlarla ilgili olduğu açıktır. Bu bağlamda bildirimizin temellendirildiği “kamu kazanları”, hem resmi hem de sivil olarak düzenlenen büyük katılımlı aş verme toylarını ve bu aşların pişirildiği önce somut daha sonra da bir simgeye dönüşen büyük yemek kazanlarını karşılamaktadır. Bu bağlamda “Kamu Kazanları”nı resmî kamu kazanları, sivil kamu kazanları ve bir simge olarak kamu kazanları olarak üç farklı başlık altında inceleyebiliriz. Etrafında gerçekleştirilen ritüellerden dolayı Türk kültürünün önemli ögelerinden olan kamu kazanları geleneği, Türk kültür tarihinde devlet-millet bütünleşmesinin en önemli örneklerindendir. Türk kültüründe “yeme” eylemi tarihî süreçte ilk olarak kamu kazanlarında kutsallaşır sonrasında kutsallaşma safhaları evrilerek devam eder. Eski Türk toplumu idare edenler (beyler) ve idare edilenler (halk) olmak üzere iki tabakaya ayrılırdı. İdare edenler “ak kamag bodun” (ak kemikli halk), idare edilenler de “kara kamag bo- dun” (kara kemikli halk) ifadesiyle anılırdı. “Ak kamag bodun”, yani yöneticiler, devleti yönetme yetkisinin kendilerine Tanrı’nın yarlığıyla verildiğine inanırlardı. Bu yüzden bütün icraatlarında

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx