Türk Halk Kültüründe Dünden Bugüne Kamu Kazanları

95 Türk Halk Kültüründe Dünden Bugüne Kamu Kazanları Gelenek, Görenek ve İnançlar sosyal devlet anlayışını yaygınlaştırmaya çalışırlardı. “Kara kamag bodun”un mutlu olması halk ve devletin bütünleşmesine bağlıydı. Bu bütünleşmesinin sağlanması, halkın temsilcileri ve halkla sık sık bir araya gelmeyi zorunlu kılardı. Bu zorunluluk da istişare kültürünün benimsenmesine bağlıydı (Çelepi 2017). Bu istişare mekanizması, eski Türklerden bu yana manevi ve maddi bazı yapıları ortaya çıkarmış; meclislerin, teşkilatların kurulmasını sağlamıştır. Türk boy ve devletleri arasında farklı şekillerde adlandırılan bu maddi veya manevi mekanizmalar, devlet yönetim işlerini yürütmenin yanı sıra halkın dinî, sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlerinin devamlılığını sağlarlar. Bu mec- lislerde alınan kararlar büyük ziyafetler eşliğinde halkla paylaşılırdı. Bu gösterişli ziyafetler, halkla devletin buluşmasıydı. Ziyafetlere dinî özellikler yüklenerek Tanrılar ve ruhlar da bu ziyafetlere ortak edilirdi. Hükümdarlar bu törenleri, halkın devletten pay alması olarak kabul etmiş olmalılar. Zira bu ziyafetlerin çok gösterişli oldukları aktarılır. Devlet meclislerinin halkla buluşması her za- man için ortak paylaşımla güçlenen kültürel devamlılığı sağlar. Bu ortak paylaşım ve kültürel de- vamlılık, devlet meclisinin ertesinde tertip edilen büyük katılımlı törenler aracılığıyla sağlanır. Bu meclislerin en önemlileri “toy” başta olmak üzere kengeş, kurultay adı verilen yapılardır (Çelepi 2017). Bozkır kültür coğrafyasında atlı konargöçer bir medeniyet kurmuş Türklerde, güçlü hü- kümdarlar altında merkezi otoritenin kurulması, devletleşme sürecinin tamamlanması ve millî birliğin pekiştirilmesinde toyların payı büyüktü. Toyların ve geleneklerin eksiksiz uygulanması ise hükümdarın otoritesini ve gücünü pekiştirmişti. Devlet hayatıyla ilgili tören ve geleneklerin halk gözünde uygulandığının ispatı ise hükümdarın kullanmış olduğu geleneksel sembollerdi. Hükümdarlar ise bu sembollerin maddi değerlerinden çok halk gözündeki manevi değerlerini bi- liyor ve ona göre hareket ediyorlardı (Koçak 2011: 9). Tarihi süreçte, yönetim ile ilgili meclis ve toplantılardan, hükümdarlar tahta çıktıktan, avlardan ve ant içmelerden sonra hükümdarlar bü- yük resmî sofralar hazırlamışlardır. Hükümdarların da toylarda verdikleri yemekler sembol değeri olan sunumlardı. Yemek sunarak hem Tanrı’nın yarlığının devamlılığı tesis ediliyor hem de devlet ve millet birleşiyordu. Resmî Kamu Kazanlarının ilk örnekleri, Türk yöneticilerin halk için düzenledikleri aynı za- manda devlet işlerinin de görüşüldüğü, temelinde Türk milletinin yardımlaşma ve dayanışma an- layışının yer aldığı bu toylarda kurulurlar. Devlet yönetimi altında gerçekleşen bu törenler, halkın günlük yaşam içerisinde kendisine yüksek değerler arasında yer alması fırsatını doğururdu. Uzak geçmişte bu sistem, toplumun yaşamını organize eden unsurdur (Lvova, vd. 2013a: 133). Türk toplumlarındaki örgütlenme kavramı bu temele dayandırılmış ve bu çerçevede bir bütünlük sağ- lanmıştır (Erdoğan 2014: 42). Töreyi temsil eden yöneticiler, toylar aracılığıyla topluma mesajlar verirlerdi. Bu mesajlar ahlaki, idari gibi açık mesajlar olabileceği, örtük gizli anlamları olan simge- sel mesajlar da olabilirdi. Törenlerdeki manzarada yaratılışın ilk modelinin, kozmosun simgesel izleri yer alırdı. Bu açıdan ilk yaratılışın tekrarı işlevini taşırlardı (Duymaz 2005: 39). Hükümdarın gücünün ve meşruiyetinin ifadesi olan bu toylara Oğuz Kağan Destanında ve Dede Korkut hikâyelerinde çok güzel örnekler vardır. Oğuz Kağan’ın, çocukları doğduktan sonra bir toyla gelecek ile ilgili plânlarını aktardığı kısımlar şu şekildedir;

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx