Türk Halkının Kültürel Köklerinde İlk “Oyun” Ustası Olarak Şaman Ve Şaman Ayininde Performans Dramaturgisi

96 Doç. Dr. Türel EZİCİ T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Ormanda ayin çadırı yurt’u kuracağı kutsal mekânı arayan, “gök direği” yapmak üzere seçtiği kutsal ağaçta 9 çentik yontan Altaylı şamanın, ruh suretleri olarak tasarlayıp yaptığı kaz tasvirleri, kutsal davuluna çizdiği semboller bile onun çok yönlü tasarım ustalığının kanıtlarıdır. Şamanın dramaturgisinde kullandığı “iletişim” aksı bir sahne performansında olduğu gibi- dir. Özellikle meddah, hikaye anlatıcılığı gibi anlatı /canlandırma temelli tek kişilik oyun türlerin- de daha da öne çıkan komünikasyon / enformasyon boyutunun, bu türlerin arkaik kökenindeki şaman performansında daha sağlam bir yapıyı yansıttığı görülür. Ayininin dramaturgisinde asal olan, tiyatro sanatında olduğu gibi, tasarımın simgesel bütün ögeleriyle birlikte bütüncül simgesel eylem olan ayinin katılımcısıyla kuracağı güçlü dil, yani iletişimdir. Bu iletişimin niteliği şamanın ayin kurgusu içinde mekânlar arası (gök, yer ve yeraltı) kozmik yolculuğunu yaparken ruhlar ve diğer alegorik varlıklarla ilişkisinde yarattığı illüzyona, onun yansılama yeteneğine dayanır. Bun- ların bütünü şamanın, dolayısıyla şamancıl ayinin dilidir. Hiç kuşkusuz iletişimin gücü şamanın gücüne, onun ustalığına bağlıdır. Şamanlar bir yazar, dramaturg, yönetmen, oyuncu, tasarımcı gibi; söz, ses, devinim, ritim, müzik, dans, taklit vb. aracılığıyla hem iletişimin olanaklarını yaratıp hem de insan dünyasına büyü yoluyla etkide bulunmaya çalışırken kendi hermenetiklerini, yorum sanatlarını yaratır ve kullanırlar. Habermas mitsel dünya imgelerinin bütünselci düşüncesinde, adlar ve adlandırılan nesneler arasında büyüsel bir ilişki olduğunu öne sürer. Ona göre çağdaş dünyanın gelişmiş dünya imgesinde ise adlar ve nesneler ayrıdır. Bu bakımdan mitsel düşüncede nesneler dünyası ve bu dünyayı büyü yoluyla etkileme, onunla başa çıkma iç içe somutlaşabilir (Habermas, 2001:74). Şamanın yorum sanatının bütün inceliği, etkinliği de buradadır. Arkaik ritüellerin, dolayısıyla usta şamanın ayinde topluluk üyeleriyle kurduğu iletişimin gücü bu somutlaştırmadadır. Çağdaş dün- yada konvansiyonel tiyatronun sahneyle seyirci arasında gerçek anlamda kurmayı başaramadığı dolayımsız ilişki ve iletişim, Habermas’ın değindiği gibi gelişmiş dünya imgesindeki özne-nesne, gösteren-gösterilen arasındaki ayrılıktandır. Artaud’dan başlayarak Batılı alternatif tiyatro kuram- cı ve uygulayıcılarında insanlığın uzak geçmişindeki tören biçimlerine dönüş arzusunu tetikleyen düşünce de budur: Ritüellerin bu ayrılığı ortadan kaldırma gücü. Giriş bölümünde değinildiği gibi, bütün bu çalışmalar tiyatronun dünya genelindeki temsil krizine temellenir, bu krizden çıkmanın yollarını ararlar. Çok zengin geleneksel kültür mirasıyla Türk tiyatro düşüncesinin de uygulama örnekleriyle katkıda bulunabileceği bu tür çalışmalar insanlığın derinlerdeki köklerini araştıran önemli bilimsel, sanatsal çalışmalardır. Sonuç olarak; Asya’da, Anadolu’da halen yaşayan, kentlerde bile günlük yaşam içinde izlerini gözlemleyebildiğimiz, arketipsel kodlarıyla ortak bilinçaltımızda zaten var olan şamancıl performansın ve hermenetiğin bütün ögeleriyle yeniden keşfedilmesi olanaklıdır. Hem özgün karakteri ve uygulamalarıyla ülkemizde Türk tiyatro geleneğinin oluşumu hem de çağdaş insanın yaşamını kolaylaştıracak, ona iyi gelecek, olabildiğince doğru bir tiyatro yaşantısının inşası bakı- mından. Bunu gerçekleştirmek, aynı zamanda, küresel popüler eğlencenin ara yüzünde giderek yok olmaya başlayan geleneksel köklerdeki bütün kültürel miras gibi şamancıl ayin ögelerinin de değerinin yitip gitmesini nispeten önleyebilir. Tiyatro uzmanları ve uygulayıcıları geleneksel kültür mirasının en özgün konularını, tarihsel kişilerini bilgisayar oyunlarında küresel eğlence için etkili biçimde kurgulayanlar kadar özen ve gayret içinde olabilirler.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz