Türkçe Uyku Dualarının Telkin Ettiği Toplumsal Değerler

284 Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Ayşe Duvarcı (2012), sorunsalı uyku kavramı ve Türkçe’deki yeri, mitolojide uyku, atasözü ve deyimlerde uyku, manilerde uyku, bilmecelerde uyku, ninnilerde uyku, türkülerde uyku, fıkra- larda uyku, halk hekimliğinde uyku, inançlarda uyku, efsanelerde uyku, uyku ve rüya ilişkisi, rüya tabirleri, uyku cinleri ve değerlendirme başlıklarıyla ele almakta ve uyku dualarını (bkz. ss. 501- 502), folklor olarak gören Çelebioğlu’nu (1983, s. 154 ve 1987, s. 96) referans göstermektedir. Buna göre, “Uyku duaları yatarken ve yatmadan hemen önce söylenen, ezberlenmesi kolay, anonim karakterli ürünlerdir. Bunlar daha çok çocuklar tarafından okunurlar. Amil Çelebioğlu›nun tespitine göre bunlar “Yattım Allah, kaldır beni” veya ‘ ‘Yattım sağıma, döndüm soluma» sözleriyle başlayanlar olmak üzere iki gruba ayrılırlar ve “Kalkarsam elhamdülillah, ölürsem elhükmilillah” gibi şükür ve teslimiyet ifade- leriyle biterler (…) Bu dualar içerik olarak sağlıkla yeniden uyanma, ani bir ölüm gerçekleşirse iman ile cennete gitme, din ve imana meleklerin şahitlik etmesi gibi istekler belirtirler.” (Duvarcı, 2012, s. 501). Ömer Özden, Çelebioğlu’nu anarak “yatak duası” dediği bu duaları “korku” bağlamında ele alır. Büyüklerin anlattığı korkunç hikâyelerden dolayı yatağa girince korkuya kapılanlar duaya başvurmaktadır: “Dua dediysem bundan, Kuran’da bulunan duaları okuduğum anlaşılmasın. On- lar da vardı ama daha çok Türkçe ve anlaşılır olan dualardı benim okuduklarım.” (Özden, 2010, s. 14) Özden’in bir hatırası, Türkçe duaların nasıl doğduğuna ve yaygınlaştığına dair bir ipucu verebilecek önemdedir: “Babam sıkıntılı zamanlarda ayetelkürsiyi okuyunca rahatlayacağımı öğ- retmişti. Ancak çocuk halimle bu duayı ezberleyemediğim ya da ezberlemesi zor olduğu için sevgili annemin, ‘bunu okuduğunda ayetelkürsi yerine geçer’ diye öğ- rettiği kestirme bir dua okurdum. ‘Bismillahi birsin, vallahi nursun; Yetmiş bin bir ayetelkürsin, dört yanımda atlasın dursun.’” (Özden, 2010, s. 14) Duacı artık kendini daha huzurlu ve güvenli bir ortamda hisseder, bu duanın onu koruyucu kanatlarıyla sarıp sarmaladığını ve bütün korkularını uzaklaştırdığını düşünürmüş. Bu duyguyla bu kez de ailesini de koruma altına alması gerektiğini düşünerek, duayı tekrar okuma gereği du- yar, ama bu ikinci okuyuşunda, o çocukluk halinin benciliğinden uzaklaşır, bu kez bütün ailesini korusun diye “dört yanımda” yerine “dört yanımızda” şeklinde okurmuş. Böylece evin tamamını koruma altına aldığını düşünür ve oraya kötülüğün yaklaşamayacağına inanır ve kendini rahat, huzurlu bir uykunun kucağına bırakırmış. Ömer Özden, aradan yıllar geçip İlahiyat Fakültesinde okurken Din Psikolojisi dersinde bu tarz duaların insana ne kadar rahatlık ve güven verdiğini öğrenir; daha çocukluk yıllarda kendisine bir psikolog tavrıyla yaklaşan ve onu adeta psikolojik bir terapiye tabi tutan bilge bir annesi olduğu için fevkalade şanslı biri olduğunu düşünür ve son derece mutlu olur (bkz. Özden, 2010, s. 15). Doğan Kaya da bu ürünleri “anonim halk şiiri” kate- gorisinde görüp Çelebioğlu’nun “yatak duası” terimini biraz açarak “uykudan önce yatakta okunan dualar” tanımını tercih etmiştir (bkz. Kaya, 2014, s. 712). Kemal Polat (2007, ss. 427-439) “Kırgız Halk Dindarlığında Dua Fenomeni” başlıklı bil- dirisinde, Kırgızlarda genel olarak duanın yeri ve biçimleri araştırmasına girmeden önce verdiği

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx