Türk Halk Anlatmalarındaki Karakterlerin Cinsiyetleri ve Olumsuz Kadın Karakterler Hakkında Tespitler

161 Türk Halk Anlatmalarındaki Karakterlerin Cinsiyetleri ve Olumsuz Kadın Karakterler Hakkında Tespitler Türk Halk Edebiyatı bir şey değildir. Yani, biyolojik açıdan kadınların erkeklere nazaran daha güçsüz olması, kadının sosyal yapı içerisindeki konumunu doğrudan etkiler ve halk anlatmaları da bu sosyal gerçekliği yansıtır. Halk anlatmaları özelinde, kas gücüyle istediğini elde edemeyen kadın, farklı yollara başvurarak amacına ulaşmaya çalışır. Bu yollardan en yaygın olanı ise, hile yapmak ve böylece girişilen mücadeleyi lehe çevirmektir. Sonuç olarak, Türk mit destan ve halk hikâyelerindeki kadın karakterler ve olumsuz ka- rakterler hakkında yaptığımız bu bilgiler ışığında, bildirimizin başında dile getirdiğimiz sorulara şu cevapları verebiliriz: Türk halk anlatmalarındaki olumsuz kadın karakterlerin kullanım oranı ortalama % 15’tir. Anlatmalardaki olumlu-olumsuz tüm karakterleri göz önünde bulundurduğumuzda da bu oran hemen hemen aynıdır. Ayrıca bu oran yalnızca Türklere ait halk anlatmaları için geçerli de- ğildir. Dünya ölçeğinde yapılan çalışmalar, halk anlatmalarında kadın karakterlere çok fazla yer verilmediğini göstermektedir. “ Kadınların Türk toplum yapısındaki rolleri ile halk anlatmalarındaki rolleri arasında bir benzerlik var mıdır? ”. Bu soruya net bir cevap vermek için halk bilimi disiplini çerçevesinde elde ettiğimiz veriyi sosyolojik bir araştırmanın verileriyle karşılaştırmamız gerekir. Ancak böyle bir çalışmaya ulaşamadık. Yine de, Türk halk anlatmalarında kadına çok fazla yer verilmemesi ve kadının çoğunlukla hilekâr özelliğinin vurgulanmasının altına yatan nedenlerin ayrıca araştı- rılması gerektiği kanaatindeyiz. Bu noktada şunu kesinlikle ifade etmemiz gerekir; halk anlatma- larındaki kadın karakterlerin genellikle hilekâr olarak tasavvur edilmesi, Türk toplumunun kadına hilekâr vasfı yüklediğini göstermez. Nitekim pek çok farklı millete ait yaratılış mitlerinde kadın ilk olarak hilekâr ve hain olarak yer alır. Bu durum, arketip merkezli kapsamlı bir çalışmanın konusu olarak araştırılmaya muhtaçtır. Halk anlatmalarındaki kadın karakterlerin çoğunlukla hilekâr olarak tasvir edilmesi- nin en temel nedeni , ataerkil toplum yapısının varlık nedeninin; yani, biyolojik olarak erkeklerin kadınlardan daha güçlü olmasının halk anlatmalarına yansımasıdır. Halk anlatmalarında hilekâr tipi temsil eden kadın karakterlere baktığımızda, bu karakterlerin erkeklerden daha güçsüz (yani kahramanlık vasfına sahip olmadığı) görülmektedir. Dolayısıyla, kadın karakter anlatma içeri- sinde, amacına ulaşmak için kas gücünden ziyade beyin gücünü kullanır ve hile yapar. Burada ayrıca şunu ifade etmeliyiz, pek çok destanda erkek kahramanın hile yapmasından övgüyle bir yüksek zekâ alameti olarak bahsedilirken, hile yapan kadın karakterler hilekâr olarak vasıflandı- rılır ve cezalandırılır. “ Anlatıcı, dinleyici ve anlatmanın başkahramanın cinsiyetinin, anlatmalardaki ka- rakterlerin cinsiyetleri üzerinde bir etkisi var mıdır? ” Evet, vardır; ancak bu etkiyi çok fazla hissetmek mümkün değildir. İncelememize dâhil ettiğimiz anlatmaların hemen hepsi erkek an- latıcılardan derlenmiştir ve bu anlatmaların başkahramanı erkeklerdir. Ancak, ilginç bir şekilde, başkahramanı kadın olan destanlarda dahi erkek karakterlerin fazla sayıda olduğu görülmektedir. Söz gelimi; Kırgız Canıl Mirza Destanı’nın kahramanı Canıl bir kadındır. Ancak Canıl’ın mücadele ettiği düşmanların tamamına yakını erkektir ve destanda %85 oranında erkek karakter kullanıl- mıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2