Türkiye Müzik Eğitiminde Geleneksel Çalgılarımızın Yaygınlık Kazanamaması Üzerine Bir İnceleme

170 Doç. Dr. Barış KARAELMA T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Ülkede kendine yaşam alanı bulan bu yeni müzik türünün varlığından itibaren Garp musikisi –Şark musikisi (Türk Musikisi), Alaturka-Alafranga musiki gibi adlandırmalar kullanılmaya başlanmıştır. Çoğu zaman da döneme hâkim olan Batı musikisi sadece “musiki” olarak adlandı- rılmıştır. Örneğin 19. yüzyılda Zati Bey tarafından kaleme alınmış “Musiki Nazariyatı” adlı kitap majör-minör gamlar, akorlar vb. gibi Batı müziği teorik bilgileri içermektedir. Günümüzde Türki- ye’de aktif olarak kullanılan çalgılar “Batı müziği ve Türk müziği çalgıları” olarak 200 yıla yakın süredir sınıflandırılmaktadır. Bu araştırma kapsamında öncelikle arşiv kaynaklarındaki Osmanlı döneminde üniversite düzeyinde eğitim veren kurumlarda görülen müzik eğitimine bakılmıştır. Bu okullar tarih sırasına göre Darülfünun, Sanayi-i Nefise, Darülbedâyi, Darülelhan’dır. Darülfünun 23 Temmuz 1846 yılında kurulan Darülfünun’da (bugünkü İstanbul Üniversitesi) seçmeli olarak müzik eğitiminin yapıldığı görülmektedir. Ayrıca piyano ve keman dersleri verilmektedir. Darülfünun’dan mezun olmuş birinin Maarif Nezaretine yazdığı muallimlik talebini içeren dilekçede musiki dersi aldığını gerekirse piyano derslerine girebileceğini belirtmektedir. Ayrıca bestesi Mehmet Zati Bey tarafından yapılan Darülfünun Marşı, okulun resmi marşı olup piyano ve vokal için çift ses olarak bestelenmiştir. Sanayi-i Nefise 1 Ocak 1882 tarihinde kurulan Sanayi-i Nefise’de (Bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) müzik müfredatı oldukça zengindir. Özel bir müzik sınıfı, kadrolu müzik eğiticileri bu- lunan bu okulda müzik dersleri 1905 yılından itibaren verilmekte olup eğitim yine keman, piyano ve nota okuma ağırlıklıdır. Darülbedâyi Darülbedâyi 1914 yılında kurulan Osmanlının konservatuvar niteliğindeki ilk kurumudur. Bir tiyatro okulu olarak açılması düşünülen konservatuvara sonradan bir Batı bir de Türk Musikisi eğitimi veren bölümler açılmıştır. Bu okulda daha çok performansa yönelik bir eğitim verilmek- tedir. Arşiv kaynaklarında herhangi ders programı, müfredat cetveline rastlanmamasına rağmen mevcut eğitimci kadrosuna bakıldığında Türk ve Batı müziğinden gerek teorisyen gerekse icracı- ların olduğu görülmektedir. Darülelhan Darülelhan ise Osmanlının ilk sistemli konservatuarıdır. 1 Ocak 1917 tarihinde yayımla- nan talimatnameye göre okulun kurulması bir musiki encümeni tarafından gerçekleştirilmiştir. Encümen âzâları, Abdulkadir Töre, Yusuf Ziya Paşa, Ali Rıfat Çağatay, Zekâizade Ahmet Irsoy, İsmail Hakkı Bey ve Tanburi Cemil Bey’dir (Özden, E. 2015-1). Bu okulun amaçlarından biri öğrenci yetiştirmenin yanı sıra Türk Musikisi repertuarını notaya almak ve gerekli düzeltmeleri yapmaktır. Yine okulun talimatnamesinden edinilen bilgilere göre Halk müziği teorik olarak işlen-

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz